Türk edebiyatında Garip Akımının kurucusu olan Orhan velinin yeri şüphesiz ki apayrı. Erken ölümünden ziyade ölüm şekli de bir garip bu değerli şairimizin.
Özellikle derinliğe ironiye ve laf ebeliğine karşı çıkışından dolayı yarattığı sade ve dümdüz anlatım gerçekten değerli. Şiirlerine gelince, ben klasikleşmiş bir kaç şiirinden öteye gidemediğimi itiraf etmeliyim. Ama diğer Şiirleri özellikle ölümünden sonra herhangi bir eserde yer almayan Şiirleri bana da çok basit geldi açıkçası.
Şiiri ve şairi edebiyatta oturttuğu yerin nesiller boyunca yadırganmaması yazarın hem yarattığı akımdan hem de çizdiği bu yolda tek başına yürümesine kaynaklanıyor. Daha sonra kendisine eşlik edenler de en az şair kadar değerli ve sağlam kalemler.
Ve bana göre basidin içine yerleştirilmiş derinlik bir deha ürünüdür. Saf bir yetenektir.
İkinci dünya savaşı sürerken yazdığı eserlerde bile yazarın mizacını, derinliğini ve dehasını görmek gerçekten insanı derinden etkiliyor.
