Yatağımız olacak, hafif kokuyla dolu,
Divanımız olacak, bir mezar gibi derin;
Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin
O garip çiçekleri süsliyecek konsolu.
Son sıcaklıklarını sarfedecek hovarda,
Birer ulu meşale olacak kalblerimiz;
Çifte ışıklarından gidip gelecek bir iz
İkimizin ruhunda, o ikiz aynalarda.
Pembe, lâhuti* mavi bir akşam saatinde,
Veda’la dolu, uzun bir hıçkırık halinde
Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri;
Nihayet kapıları biraz aralıyarak,
Sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak
Buğulu aynaları ve ölmüş alevleri.
Bitmiş şeyler yeniden başlayacak, kuruyan kaynaklar yeniden akacak.... Yeniden, Yeniden bulacağız, Geçmişte bizi mutlu eden ne varsa, gelecekte de bizimle olacak.... Ver umudu Umutsuz Baudalerie...