Gençliğin, yaşadıkları yerin zorluklarıyla henüz yüzleşmemiş ruhların, toprağın dört bir yandan yaptığı baskıyı henüz hissetmeyenlerin, zihinlerinde tamamen gömülmemiş olanların, yani hala yaşayan kişilerin kahkahasıydı bu.
“işte böyle başlıyor,” diye fısıldadı yaşlı adam, oda bir kez daha sessizliğe büründü. başını kaldırıp yüzlerine baktı; hepsini dikkatle inceledi; gazaplarını, patlak veren tüm tabuları ve endişelenmekteki haklılığını gördü.
“işte böyle başlıyor isyanlar...”
biraz kaybettikleri zamana tutulan bir matem, biraz da uzun zamandır ertelenen ve sonunda kavuşulan bu anın neden olduğu ve memnuniyetle karşılanan bir hüzündü
Artık ölü şeylerin görüntülerini kafasından çıkartmaya başlamasının, ya da en azından onları bir süreliğine bir yerlere gömmesinin vakti gelmişti de geçiyordu.