Bazen kitapçıya girer ve rafları karıştırırım, rafların arasında beklemekten sararmış bir kitap bulurum ve onu satın alırım. Rafların arasından çekip aldığım bu kitap, hiç de fena değildi. Karışık bir kompozisyona sahip olsa bile, kendini anlatabilmek için derin bir çabası vardı. Güzel cümleler serpiştirilmişti içine ve bitirdiğimde ne okudum ben böyle diye, birkaç saniye kendimle kalakaldım. Nasıl desem Beckett okuyanlar bilir, anlatı vardır ama bir yere gitmez, hayalden hayale akarız, aralarda felsefe ve edebiyatla harmanlanmış insan karmaşasının olduğu yoğunluk ve bezginlik, hiçbir yere ulaşamayışın fakat başarmışlığın öyküsü, değişik. Ne dediğimi bende bilmiyorum.