Coney Island Luna Park’ında bir fili ölüme mahkûm ediyorlar. Yirmi üç yaşında, Topsy adındaki bu dişi fil bütün hayatı boyunca sürekli sirklerde çalıştı ve ona yaptırmak istedikleri tek ayak üstünde durma talimlerine artık dayanamıyor. Bu ayaklar bir zamanlar onun başarısını sağlamış olsalar da, şimdi artık eklem ağrıları yüzünden çok acı
Herkes ne zaman doğduğunu bilmeyi yeğler, mümkünse elbette. Çarkın dönmeye başladığı, hava, ışık, perspektif, geceler ve düş kırıklıkları, zevkler ve günlerle birlikte her şeyin işlemeye başladığı o rakamsal anı öğrenmek isteriz. Öncelikle yaş günleriniz için bir nirengi noktası, bir kayıt, yararlı bir sayı olur elinizde. Ayrıca, zamana dair basit bir kişisel fikir sahibi olmak için başlangıç olur, hepimiz bunun öneminin farkındayızdır: öyle ki içimizden çoğu bu sayıyı sürekli yanında bulundurur, bir bilekliğin üstünde, kimi kez belli belirsiz okunan, kimi kez de floresan gibi parlayan ayrı ayrı rakamlar halinde yazılmış olarak taşımayı benimser, sağ bilekten çok sol bileğe takarız bunu bir de.
Ne de yorucu bir şey sürekli kendi içinde olmak, hiç çıkamamak, dünyayı içinde hapsolduğumuz bu kapalı kutudan görmek ne yorucu.Ve bu dünyaya aynalar yardımıyla iyi kötü makyajlanmış bir dış görüntü sunmanın ötesine geçememek.
Çarkın dönmeye başladığı, hava, ışık, perspektif, geceler ve düş kırıklıkları, zevkler ve günlerle birlikte her şeyin işlemeye başladığı o rakamsal anı öğrenmek isteriz.
Ne de yorucu bir şey sürekli kendi içinde olmak, hiç çıkamamak, dünyayı içinde hapsolduğumuz bu kapalı kutudan görmek ne yorucu.Ve bu dünyaya aynalar yardımıyla iyi kötü makyajlanmış bir dış görüntü sunmanın ötesine geçememek
Alternatif akımın üstünlüğünü anlayan, sonra da çevresini buna ikna eden Westinghouse şimdi Amerikan kıtasını bununla donatmak istiyor, temaslarda bulunuyor, itibar kazanıyor ve destek topluyor. Ona yardım etmek ve General Electric’in başarı kazanan gösterisine karşı tepki göstermek amacıyla Gregor Birleşik Devletler’de sonra da Avrupa’da bir dizi konferans vermeye girişiyor.
İşte bu kamusal kaygıyla ve Western Union’un verdiği ilk ödenekleri -kartal bakışlı saymanın gözlerinin üstündeki kaşlar çatılsa da- har vurup harman savurarak Beşinci Caddenin en iyi giyinen adamı olma derdine düşüp kendine bir gardırop kuruyor. Siyah takım alışkanlığı sabit, ama kesimlerini zarifleştiriyor, kaba kumaşın yerini gabardin, olmazsa flanel alıyor, gömleklerde kumaşın yerini patiska ya da ince keten alıyor, kravat biriktiriyor, keçi, kuzu derisinden, güderi eldivenler -bunlardaki mikrop florası korku salınca kısa süre sonra bunları, tıpkı günlük olarak kullandığı beyaz ipekten üç mendil gibi, sadece bir kez kullanma konusunda karar alıyor- nadir esanslı bir kamıştan, işçiliği iyi, topuzu olan bir bastonla silahlanıyor, nihayet melon şapkasının yerine, ipek kaplı fötrlerden, katlanır diplomat şapkalarından ve panama şapkalarından oluşan bir şapka ordusu kuruyor. Bununla birlikte, bu zarafete karşın, asla takılara yüz vermiyor, bu ıvır zıvırdan öyle nefret ediyor ki ne saatine zincir, ne kravatına iğne, ne de parmaklarına yüzük takıyor.
Edison zengin ve güçlü bir mucit, General Electric şirketinin patronu ve dünya çapında öyle ün kazanmış biri ki, daha yaşarken roman kahramanı oluyor, Villiers de LTsle Adam’ın Paris’te, La Vie moderne dergisinde o zamanlar tefrika edilmiş bir romanında başkişi, buyurun. Bin doksan üç icadın babası olarak -başkalarına ait diğer çok sayıda icadın üstüne yatmaktan da çekinmiyor ayrıca- Edison özellikle telefonu, sinemayı ve ses kaydını, ayrıca, burada bizi epey meşgul edecek elektriği de kendisinin bulduğunu söylüyor. Başka bir yığın şeyden sonra akkor ampulü tasarlayan Thomas Edison bu ampulleri besleyecek akım için bir dağıtım sistemi kuruyor, ardından da iki yıl sonra dünyadaki ilk elektrik santralını açıyor. Bu santral Gregor’un geldiği sıralar, Manhattan’da, Edison’un laboratuvarının hemen yanında oturan elli dokuz müşteriye, 110 voltluk bir düz akım sağlıyor. Ama Edison’un gözünde bu sadece bir başlangıç olmalı: fabrikaları ve atölyeleri, ayrıca New York’un çeşitli yerlerindeki tiyatroları içeren bir şebeke yaratarak bu sistemi genişleteli çok olmuyor. Geriye bütün bunları daha da büyütmek kalıyor ama, fon bulmak ve yatırım yapmak gerekli. Oysa finansçılar elektrik denen şeyin bütün üstünlüklerinin farkına henüz varmış değiller pek -en zenginleri dışında, John Pierpont Morgan adında biri. Gücüyle ve pis kişiliğiyle korkutucu, herkesin ürktüğü John Pierpont Morgan, ileri görüşlü oluşuyla da korkutucu biri: hiçbir şey söylemez, uygun zamanı kollar, Arşimed’in vidayı icat etmesinden beri bütün bilim tarihinde bu enerjiden daha iyi bir icadın olmadığını hemen anladı işte.