Sinan Bey'in Hipnozu kitaplarını, Sinan Bey'in Hipnozu sözleri ve alıntılarını, Sinan Bey'in Hipnozu yazarlarını, Sinan Bey'in Hipnozu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
SİNAN BEYİN HİPNOZU/ İBRAHİM ETHEM AY
Evet güzel bir yorum ile geldim. Şimdi kitabımızda hipnoz o kadar güzel işlenmiş ki hem merak duygunuzu perçinliyor hem de sizi içine çekiyor.
Ekrem ve Yusuf bir yandan da Sinan Bey ve oğlu Ozan ...
Şimdi Ekrem ve Yusuf kardeşler ve annelerini kaybedince Ekrem okuyup bir meslek sahibi olmak için çabalamakta. Yusuf ise tam tersi başı beladan eksik olmayan bir cins .Ekrem dediğini yapıp üniversiteyi kazanıyor ve psikolog bölümünü okumak için yola çıkıyor . Ekrem tutuluyor bir de sevdaya adı Dicle ama güvensizlik onun için o kadar zor ki... Yusuf ise hala aynı tabi malesef ...
Sinan Bey ise hipnoz yöntemi ile bir çok hastaya şifa olmuş bir adam .Oğlununda kendi izinden gitmesini istiyor oğlu da psikolog olmak için ilk aşama olan üniversitesini kazanıyor .
Peki Ekrem ve Ozan 'ın yollari nasıl kesişiyor?
Sinan Bey okumadan bu hipnoz olayını nasıl halledebiliyor ?
Peki Ekrem Dicle "ye güven problemini anlatacak mı ne yapacak ?
Hipnozu bol güzel bir serüvendi. Yazarın kalemine sağlık .
@cinar_konsepttasarimlari moderatörlüğünde @dribrahimethemay kaleminden
Sumru Yayınevi tarafından basılan #sinanbeyinhipnozu 'nu okuduk.
İnsan yaşlandıkça dünyaya daha çok kök salmak istiyor. Çocukları büyüsün, torunları olsun, onlar da hemen çoğalıp yayılsın istiyorlar. Böylece kendilerini ölümsüz hissedecekler.
Göremeyeceğimiz kadar küçük şeyler, hayatımızda öyle büyük değişiklikler yapıyor ki beş dakika ötemizi tahmin bile edemiyoruz böyle zamanlarda. Vücudun bir yerinde küçük bir hücre kanser olmaya karar veriyor. Büyüyor, genişliyor, yayılıyor; başka hücreleri de kanser olmaya ikna ediyor. Bu sırada bizler tüm bunlardan habersiz, dışarda yılbaşını kutluyoruz mesela. Bu hücreyi bulup "Biz burada yılbaşı kutluyoruz, biz burada evleniyoruz ya da biz burada çalışıp çabaladık ve üniversiteyi kazandık. Şimdi senin bu yaptığın iş mi" diye sorma hakkımız yok mu Allah aşkına?