Sine-Göz

Dziga Vertov

About Sine-Göz

Sine-Göz subject, statistics, prices and more here.

About

Sovyet yönetmen Dziga Vertov, Ekim Devrimi‘nin ufuk açıcı yıllarında ortaya koyduğu Sine-Göz fikriyle, devrimci inşa sürecinin tam merkezine oturtmuştur sinemayı. Ayrıca, bu alana getirdiği radikal yenilikler, senaryoyu, sanatsal dramayı ve rol kesmeyi reddeden Oyunculu Sinema anlayışı ve kamerayı doğrudan hayatın içine, halkın arasına sokan Sine-Gerçek çizgisiyle sinemanın teorik arayışlarında çok önemli bir yere sahiptir. Vertov‘un trajedisi, Sovyet devletinin bürokratikleştiği süreçte kenarda tutulmuş ve kendisine iş verilmesini bekleyen bir atalet içine sokulmuş olmasıdır. Buna rağmen Vertov, yüzlerce makale, konuşma, mektup, film önerisi kaleme almaktan geri durmamış, yoldaşı ve hayat arkadaşı Elizaveta Svilova‘yla birlikte Sine-Göz anlayışının silinip yok olmaması için büyük çabalar harcamıştır: "Biz ‘gerçekler fabrikası‘ndan yanayız; gerçekleri aktarmaktan, gerçeklerin yayılmasından, seyirciye gerçekleri yansıtmaktan, gerçeklerden yapılma bir sinemadan...
Author:
Dziga Vertov
Dziga Vertov
Translator:
Ahmet Ergenç
Ahmet Ergenç
Estimated Reading Time: 10 hrs. 53 min.Page Number: 384Publication Date: August 2007Publisher: Agora KitaplığıOriginal Title: Kino-Eye
ISBN: 9789944916943Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

About the Author

Dziga Vertov
Dziga VertovYazar · 1 books
Sine-Göz Hareketini başlattıktan sonra Dziga Vertov ismini kullanmaya başlamıştır.. “Sine-Göz” akımının kuramcısıdır. O zaman Rus İmparatorluğu’nda, günümüzde ise Polonya’da bulunan Bialystok’da 1912-14 arasında, lise yıllarında müzik eğitimi aldı. 1915’de Petrograd’a gitti ve Psiko-Nöroloji Enstitüsü’nde okumaya başladı. Avant-garde ve fütürist gruplara katıldı. 1918 yılı başında yazar Mikhail Koltsov’un isteğiyle Moskova Film Komitesi’nde yazar ve kurgucu olarak çalışmaya başladı. Yazın Komite’nin Belgesel Bölümü sekreterliğine getirildi. Adını bu dönemde Dziga Vertov’a dönüştürmüştür. Sinemada kurmacaya karşıdır. Dramayı, “burjuvazinin elindeki bir afyon” olarak nitelendirir. Kameranın işlevini, sadece görüntüyü kopyalayan değil, “gözün güçsüzlüğünün aşılması için bir araç” olarak tanımlar. Filmleri Lenin’in emriyle Ajit-trenlerle Sovyetler Birliği’ni baştan sona dolaşıp Sovyet Bolşevik Devrimini anlatmıştır / göstermiştir.