Kitabın bana göstermiş olduğu o kadar güzel şeyler varki. Direniş ne olursa olsun pes etmemek, hayatta kalmak. Zorlu şartlar altında bir umudun vermiş olduğu ışığı bulmak.
Sevdiklerini çok acı şekilde kaybettiler ama başka insanlara bir şey olmasın diye kendi canlarını hiçe sayarak kendilerini ölümün en soğuk kollarına attılar.
Diğer evrene düşen Evelyn, onu bulmak İçin mücadele eden Morgan. Mağaraları kapatmanın tek yolu Sinus Taşı peki o taşı bulabilecekler mi ?
Ekip üçe ayrılmıştı asıl yolculuk şimdi başlıyordu. Morgan ve babası Samuel, Evelyn’in bulmak İçin yola çıkmıştı.
Samantha, kızının gelme olasılığına karşı ve çocuklarını korumak İçin mağarada kalmayı kabul etmişti böyle bir tehlikede çocuklarını bırakıp gidemezdi. Arthur ve ve Silver’de Samantha ve çocukları korumak İçin onlarla kalmıştı. Peki böyle güçlü bir fırtınada bir hayvana av olmamak İçin nasıl mücadele edeceklerdi kendilerini oluşabilecek tehlikelerden nasıl koruyacaklardı ?
Brad, Martin, Stephan, Simon, Claus, joss hep birlikte Sinus Taş’ını bulmak İçin yola çıktılar.
İkinci kitabımız da bu ekibin başlı başına olan mücadeleyi okuyoruz olaylara bizzat hakim oldum. Yazar bizi kitabın içerisine çekmeyi ve olanları hissetmeyi çok güzel başarmış. O fırtınalarda mesela yüzüme çarpan rüzgarın esinliğini, çığın altında kalma tehlikesini, mağarada karşıma çıkabilecek büyük küçük hayvanların verdiği tedirginlikleri hissettiğim güzel bir fantastik kitap oldu.