Bir klasik gotik roman özelliği: Erkek kahramanla kadın kahraman karşılaşırlar ve sonraki bölümde mutlaka bir aşk sahnesi yer alır. Frieda ve K.’nın masanın altında gerçekleşen ilk temasları çok güzeldir (“Milena’ya Mektuplar”dan hatırlayacağımız “yabancılık” motifi buraya taşınmıştır, belki de anlatılan Kafka ile Milena Jesenská birlikteliğidir). Romanda bu sahne çok uzundur:
Aniden ortaya çıkan kara bulutlar gelişecek kötü olayların habercisidir ve tüyler ürpertici cinayet de elbette fırtınalı bir havada işlenir. Demek ki hava durumu insanları etkisi altına almaktadır, hatta insanlar üzerinde çok daha etkilidir: İnsanoğlu doğanın ta kendisidir ve hatta doğanın boyunduruğu altındadır.
İnsan uzaklaşsa da, yakınlaşsa da ne bir adım ileri ne bir adım geri gidebilmektedir, yapabildiği tek şey yerinde saymaktadır. Bunun anlamı Kafka’nın günlüğünde de belirttiği gibi yaşlılık, delilik ve çaresizliğin doğurduğu dehşettir: