Harem dairelerinde sürüyle güzel, körpe kızlar, selamlıklarında genç, dinç uşaklar besleyen efendiler, paşalar iki daire arasındaki mabeyin kapılarını geceleri çifte kilitlerle ne kadar sağlamlaştırsalar boştur. Tabiatın birbirine kavuşmakla görevli kıldığı olumlu olumsuz bu iki güç akılları şaşırtacak şekilde engelleri yok ederek elbette birbirini bulacaktır. Tabiat kanunlarına karşı gelmeye uğraşan boşuna yorulur. İnsanların bütün kederleri, talihsizlikleri tabiat kanunlarının gidişine ayak uydurmayı bilmediklerindendir.
“Ağabeyimden çekinmeyiniz. O gayet alafranga mizaçtır.
‘Boter’e yaptırılmış bir kostüm. ‘Berküi’yc ısmarlanmış bir iskarpin, ‘Pigmalyon’dan afinmiş bir kravat onun nazarında bütün günahlarınızı affettirmeye kâfidir.
"Hay Rabbim esirgesin. Biz gençliğimizde akşamüstü on birden sonra çarpılırız diye korkudan bahçedeki incir ağacının yanına kadar gidemezdik. Bunlar gece yarısı döşeklerinden kalkıp galiba Fenerbahçe'yi filan boyluyorlar... Ne çarpıldıkları var... Ne bir şey... Bilmem yeni zamanın cinleri, şeytanları da insanları gibi değişti mi ne oldu?.. Yoksa evvelden 'çarpılırsın, dışarı çıkma diye bizi mi aldatırlarmış?.. Meğerse vaktiyle biz de ne alıkmışız ne alık!.."