Acının, hüznün, zaman zaman mutluluğun yoğunluğu hissediliyordu, genel olarak akıcı ve güzel yazılmış hikayelerdi. Çeviri de aynı şekilde kaliteli.
Altıncı Koğuş için ayriyeten birkaç cümle söylemek zorunda hissediyorum.
İnsan kendisi kötü duruma düşmeden diğerlerinin ne yaşadığını görse bile anlamamakta ısrar ediyor, hayatı felsefeyle, düşünceyle tamamıyla yönlendireceğini, alt edeceğini sanıyor bunun da yetmediğini anca aynı duruma düşünce anlayabiliyor. Sarsıcı bir hikayeydi her şey bambaşka olabilirdi ama o zaman en sonunda anladıklarını anlamamış, hissettiklerini hissetmemiş olacaklardı.
Nasrettin Hoca da eşekten düştüğü zaman eşekten düşen birini boşuna istememişti. Anlaşılmak ve anlamak her zaman o kadar da basit değildir. :)
Mutlaka okunmalı.