Mahmut Goloğlu'nun Milli Mücadele serisine, ilk okuldan başlayarak, Tarih derslerimizde istisnasız bilgisi verilen, çok hızlı, hatta sadece bir anlık bir toplantıymış gibi geçilen Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde yaşananları, kurtuluş savaşına giden hazırlıkların mücadelesini anlamak için başlamıştım. Hakikaten, Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlık bilgilerini, bu hazırlıkların detayı ile birlikte vermek çok önemli, keşke derslerde anlatılan biraz daha detaya girseymiş dedim okudukça. Bu kongeler nasıl yapıldı, niye yapıldı, kim ne dedi, nasıl bir muhalefet vardı gibi bilgileri kitap sonlarında bulunan ekler ile birlikte destekleyen Sivas Kongresi kitabı, bu dönemi anlamak için okunması değer katacak kitaplardan.
Kitap içeriğinin sadece Kongre dönemi ile sınırlı kalmayıp, sonrasında ülkemiz çapındaki etkilerinin de anlatılması, İstanbul hükümeti ile olan iletişimleri de içermesi, o dönemi anlamak bakımından çok güzel olmuş.
Çoukluğumuzdan beri duyduğumuz, Kurtuluş Savaşı ülkenin gönlünden çıkmıştır söyleminin gerçekten doğru olduğunu anlıyor insan okudukça. Bununla birlikte mücadelenin, hukuk zeminine oturtularak hazırlanmış olması, tüm mücadelelerde, ben dedim oldu bitti yapılmamış olması beni ayrıca düşündürdü.
Bu dönemleri okuyan bir kişi olarak, Atatürk'ün yokluktan verdiği mücadeleyi ve bu günlere ulaşan cumhuriyeti anladıkça, hayatımızdaki hiç bir konuda umutsuz olmaya veya herangi bir konuda şikayet etmeye özrümüz olmaması gerektiğine inanıyorum. Her şey kişide başlar.