İktidar halkın elindeyse, bir çoğunluk yönetiminin oluşabilmesinin ve iktidarda kalabilmesinin pratik nedeni, bu çoğunluğun doğruyu yapması ya da azınlığa karşı adil olması değil, basitçe fiziki olarak en güçlü olmasıdır. Ancak çoğunluğun mutlak hakimi olduğu bir hükümet adil, hatta insanların bu kavramdan anladıkları kadar bile adil olamaz.
…haklı taleplere dayalı sivil itaatsizlik iç barışı tehdit etmeye başlarsa, bunun sorumlusu protestocular değil, iktidarlarını kötüye kullanarak böyle bir direnişin ortaya çıkmasına neden olanlardır. Çünkü devletin baskı aygıtının adil olmayan kurumları ayakta tutmak için devreye sokulması bir haksız şiddet biçimidir ve insanların işte o zaman direnme hakları vardır.
Egemen devletin güvenliği ile insan toplumunun güvenliği arasındaki çelişkide toplumun güvenliği,
Ulusun refahı ile insanlığın refahı arasında bir çelişkide insanlığın refahı ... önceliklidir.
Sivil itaatsizlik eylemi az ya da çok adil olduğu varsayılan toplumsal ilişkiler sistemine karşı değil tek tek haksızlıklara karşı yapılır. Yani sistemin tümüne yönelik bir karşı çıkış söz konusu değildir. Sistemin genel anlamda adaletli olduğu varsayılır.
''İnsanın, dayanma gücünün sonuna geldiği ve kendisini umutsuzluk ve karanlıktan başka bir şeyin beklemediği adaletsizlik uçurumuna itilmeye artık razı olmadığı bir an gelir.''
''Sadece bir kağıt parçasını oy sandığına atmakla kalma, bütün gücünü, bütün etkini kullan. Çoğunluğa uyan bir azınlık güçsüzdür, hatta böyle bir durum da azınlık bile sayılmaz. Ama bütün gücünü ortaya koyduğu an yenilmez olacaktır.''