Dışarıda sâkin ve rüya gibi bir gece vardı. Aşağıda, ağaçların arasında, denizin gümüşlü yüzeyi görünüyor; karşı kıyıların sessiz gölgesi üzerinden bir mitoloji dünyasının rüyâ (gibi) kanadı kalkıyordu. Genç kadın beyninde hoş bir uyuşuklukla bu sâkin ve mehtâplı gecenin şiirinin ve hayalinin derinliklerinde, varlığı damla damla eriyerek yüksek göklerin ışıklı ufuklarında dolanıyordu.