Daha önce ne bu yazarı ne de kitabı duydum. Kitaba rastgele denk geldim ve okumaya başladım.
Kitapta otuzunu geçmiş dul bir kadının ve yirmi iki yaşında genç bir adamla münasebeti anlatılıyor.
Karakterlerimiz birbirlerini seviyor fakat kadın yaşından ve dul olduğundan genç adamın hislerine güvenmiyor. Başkalarının ne düşüneceğinden, herkesin kendisine namussuz bir kadınmış gibi davranacağından çekiniyor. Kendisi bile öyle düşünüyor kendi için. Adamın daha sonra istediğini elde ettikten sonra kendisi gibi genç bir sevgili bulacağından endişeleniyor. Fakat daha fazla uzak duramıyor ve görüşmeye başlıyorlar. Kadın, genç adamla her görüştüğünde başkalarına görünmekten çekiniyor ve görüşme sonraları iffetsiz olduğunu, bu ilişkiyi bitirmesi gerektiğini düşünüyor fakat öyle olmuyor. Hatta hiç beklemediği bir şekilde gece yarıları eve dönmeye başlıyor ve adamı da eve alıyor korka korka. Kadında bir süre sonra kıskançlıklar iyice artıyor sürekli adamın kendisini aldattığını düşünüyor, kendi kendini yiyor. Adam da kadının bu kıskançlıklarından bıkıyor, eskisi gibi görmeye bile gelmiyor. Kadın sonunda yapacağını yapıyor.
Kitabı çok beğendim, okurken hiç sıkılmadım zaten kısacık :)
Kadının psikolojik çöküntüsünü, kıskançlığını ve duygularını çok başarılı buldum. Yazar gerçekten çok iyi yansıtmış, tahlil etmiş.
"Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum... Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim..."