Siyah Köpekler

Ian McEwan

Quotes

See All
Kayıt cihazı kullanmama izin vermezdi. Sanırım, aynı zamanda oranda hem sevdiği hem de rahatsız olduğu Bernard hakkında kaba şeyler söylerken rahat olmak istiyordu. Bernard ona gideceğimi bildiği zamanlar beni arar, "Sevgili oğlum, ruh hali nasıl?" diye sorardı. Bununla, Hume'un ondan sözedip etmediğini, ya da ne şekilde söz ettiğini öğrenmek isterdi. Bana gelince, June'un sık sık düşüncesizce sarf ettiği sözlerle dolu olacak kasetlerle uğraşmak zorunda olmamaktan memnundum. Örneğin, anıları yazma fikri ortaya çıkmadan çok önce, bir kez aniden sesini alçaltarak, " Bernard'ın penisinin küçük olduğunu" söylemişti. Bunu, onun tüm kusurlarının anahtarı olarak görüyordu. Bu sözü gerçek anlamında alıp yorumlamaya yönelmedim. O gün Bernard'a kızgındı, ayrıca, gördüğü tek penisin onunki olduğundan da emindim.
Sayfa 29 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
fotoğraf, June ve Bernard'ın Graton Street'teki parti merkezinde Büyük Britanya Komünist Partisi'ne üye olarak kaydoldukları gün çekilmişti. İşlerini bırakıyor ve savaş sırasında duraksayan bağlılıklarını ilan etmek için özgür oluyorlardı. Şimdi, bazıları Parti'nin kararsızlıklarından şüphe duyuyor -savaş, özgürleştiren, anti-faşist, asil bir hareket mi, yoksa soyguncu, emperyalist bir saldırı mıydı?-, bazıları da parti üyeliklerini yineliyorlardı. June ve Bernard da bu işe girişmişlerdi. Makul, adil, savaş ve sınıf baskısından uzak bir dünya umutlarının ötesinde, Parti'ye ait olmanın onları genç, hayat dolu, zeki ve cesur olan herşeyle birleştirdiğini hissediyorlardı. Kanal'ın ötesine, herkesin gitmemelerini örgütlediği Kuzey Avrupa'nın kaosuna yöneliyorlardı. Yeni, kişisel ve coğrafik özgürlüklerini denemeye karar vermişlerdi. Calais'den Akdeniz baharını yaşamak için güneye gideceklerdi. Dünya yepyeni bir dünyaydı ve barıştaydı, faşizm, kapitalizmin yaşadığı son krizin çürütülemez bir kanıtıydı, şiddetsiz devrim eldeydi, onlar genç, yeni evli ve aşıktılar.
Sayfa 23 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Bütün bu anne-babalar sadece benim olmadıkları için mi bana çekici geliyorlardı?
Sayfa 11 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
İnsanın sonraki yaşamla ilgili evrelerin ayrımına varmaya başladığı döneme ben kırkımda ancak ulaştım. İnsanın altmış yaşındayken hasta ve ölüyor olmasını hiç trajik bulmadığım zamanlar oldu, bana göre bu yaşlarda hastalık ya da ölümle mücadele etmenin ya da onlardan yakınmanın hiç anlamı yoktu. Yaşlılar ölürdü. Şimdi görmeye başladım ki insan her evrede -kırk, elli, seksen- ölüme yenilinceye kadar, yaşama sıkı sıkıya sarılıyor.
Sayfa 28 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Bir süre sonra, artık kurbanları düşünmeyi kaldıramadım ve sadece onlara zulmedenleri düşündüm. Kulübelerin arasında yürüyorduk. Nasıl iyi inşa edilmişlerdi, ne kadar uzun süre ayakta kalmışlardı. Temiz yolların her biri, üzerinde bulunduğumuz rayları geçerek ön kapıya ulaşıyordu. Kulübeler çok uzaklara kadar önümüzde uzanıyorlardı, yolun sonunu göremiyordum. Bu, yollardan sadece biriydi ve bu kamp da sadece diğerlerinden biriydi, karşılaştırıldığında diğerlerine göre küçük bir kamp. Tersine dönmüş bir hayranlığa düştüm, çıplak merak; bu eseri hayal etmek, bu kampları planlamak, onları inşa etmek ve onları yürütmek, devamlılığını sağlamak, onların yakıtı olan, kasabalardan ve köylerden gelen insanları sıraya koymak. Böylesine bir enerji, böyle bir adanış. İnsan bunu hata olarak adlandırmaya nasıl başlayabilir?
Sayfa 112 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Okullu çocuklardan oluşan bir grupla, içinde ayakkabılarla dolu tel kafesler olan bir kulübeye girdik. Kurutulmuş meyveler gibi yassılmış ve kıvrılmış onbinlerce ayakkabı. Başka bir kulübede daha fazla ayakkabı daha fazla ayakkabı ve bir üçüncüsünde inanılmayacak kadar daha fazla, artık kafeslerde değil, tüm yeri kaplayacak şekilde dökülmüş. Çivili bir çizmenin yanında, tozda körpeliği hâlâ görünen bir çocuk ayakkabısı. Hayat bir mekik oyasına döndü. Dışa dönük sayısal ölçekler, söylenmesi kolay sayılar -on ve yüz binler, milyonlar- düşünceyi, yakın hissetmeyi, çekilen acıyı gerçekten kavramayı reddediyordu ve insan, sinsice zulüm edenlerin terimlerine çekiliyordu; insan hayatı ucuzdu, yığınlar halinde teftiş edilecek hurda. Yürümeye devam ederken duygularım öldü. Yardım etmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Sayfa 111 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
"Bernard, içinde bulunulan ana katılmanın kendi isteklerine düşkünlük olduğunu düşünüyor. Fakat bu saçma. Hiç sessizlikte oturup, kendi hayatı hakkında ya da hayatının Jenny'ninki üzerindeki etkisi hakkında düşündü mü? Ya da neden tek başına yaşayamıyor ve ona bakan su kahya kadınla yaşamak zorunda? Isı ve geliri var, telefonu bütün gün çalıyor, her zaman bir konuşma yapmak, bir panelde ya da başka bir şeyde bulunmak için koşturuyor. Ama asla düşünmüyor. Yaradılışın güzelliği için duyulan huşu içinde tek bir an geçirmemiştir. Sessizlikten nefret ediyor, yani hiç bir şey bilmiyor. Sorunu cevaplıyorum: Bu kadar rağbet gören biri nasıl durgunluk yaşayabilir? Yüzeyde etrafa savrularak, bütün gün daha iyi düzenlendiklerinde her şeyin nasıl olabileceği hakkında konuşarak ve temel hiçbir şey öğrenmeden."
Sayfa 40 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.