Frederick, bu yeni yere, Moskova'daki isim babasına nostaljik bir selam göndererek "Maksim" adini verdi. Gerçi, burası daha samimi bir ölçekteydi ve tiyatrodan çok klasik bir gece klubu olarak düzenlendi: Küçük bir sahne ile sıra sıra masayla çevrilmiş bir dans pisti karşılıklıydi; olmazsa olmaz bir Amerikan var da vardı. Burası sonraki beş yıl Frederick'in İstanbul'daki en başarılı iş girişimine mekan olacakti. Ayrıca, Frederick'ten elli yıl kadar daha uzun yaşayacak ve İstanbul'un gece hayatı tarihinde unutulmaz bir yer edinecekti.
Bu dönemde Rusya'ya giden bir Amerikalı, bu tutumun vardığı asiriliklari söyle anlatiyordu: Bolsevikler tüm "kapitalistler"in kafasını koparmayı akıllarına koymuşlardı. Onlara "burji" diyorlardı, bir Bolşevikin gözünde, mendil taşıyan ya da beyaz yakalı giyen herkes burjuvazi mensubuydu! Bu yüzden bazı dostlarımız, eski giysilerini vermeleri için uşaklarına yalvariyorlardi; çünkü paçavralarla sokakta vurulma olasılığı daha azdı!