İkimiz ağaçla toprak gibiyiz
ayrılınca kuruyan
sarılınca yeşeren
ikimiz ateşle rüzgar gibiyiz
estikçe tutuşan
dindikçe sönen
ikimiz ışıkla pervane gibiyiz
birimiz ışıldadıkça
diğeri etrafında dönder durmadan,
birimiz söndükçe
diğeri kaybolan
ikimiz çiçekle kelebek gibiyiz
birimiz birine hayat verirken
diğeri ona rengini verir
ikimiz dere ve yatağı gibiyiz
anlatılmaz uyumlu
biri olmadan diğeri anlamsızlaşan
ikimiz ayla güneş gibiyiz
birbirimizden kalanla kendimize başlarız.
Behçet Gülenay'ın 2017 yılında Ares Kitap'tan çıkardığı 'Siyah Zamanlar' isimli kitabında 48 adet şiiri var. Başka kitaplarıda mevcut. Birçok dergide yayınlanmış değerlendirilmiş şiirleri bulunuyor. Çeşitli ödüller kazanmış şiir kategorisinde özellikle. Yazar bir öğretmen ve bu kutsal mesleğe devam etmekteymiş. Öğrencileri için yazmış olduğu kitabında bir şiiri vardı. Çok hoşuma gitmişti. Kitabı alırsanız sizlerinde kalbini ısıtan dizelerini keyifle okuyabilirsiniz.
'Yaşamak Ağrısı' isimli şiirinde bir bölümü yazarak incelemeyi okuyan arkadaşlar için yazmak istedim..
"hayatı yoksulluğa doymuş çocuklardan devşirelim
gözlerindeki gecekondulardan öperek
bir tarla olalım bahar kadar münbit
iç içe tohuma dursun insanlar
su nasıl buğdayı yeşiller
güneş büyütürse
öylece büyütelim kardeşliği
toplayıp sıcaklığını güneşin
ısıtalım bir kızın donmuş ayaklarını.."
gitti, ondan kalanla kuşanıp
yeni düştü içime,
daha küçücük bir diken
büyüyecek, çirkinleşecek
kötü kokulu dikenler açacak
kalbimi yurt edinmiş hüzün..