Yeni İslamcıların Yeni Türkiyesi

Siyasal İslamin Gerçekleri

Ayşe Sucu

Siyasal İslamin Gerçekleri Gönderileri

Siyasal İslamin Gerçekleri kitaplarını, Siyasal İslamin Gerçekleri sözleri ve alıntılarını, Siyasal İslamin Gerçekleri yazarlarını, Siyasal İslamin Gerçekleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
An Economic Islamicity Index’ başlıklı makaleye göre, 208 ülke arasında, yönetim anlayışı Kur’an’a ve İslami ideallere uygun olduğu belirtilen ilk otuz ülke arasında, tek bir Müslüman ülke yok! 208 ülkenin ilk otuzunda yer alan Müslüman olmayan ülkelerin, Müslüman ülkelerden daha Müslümanca yaşadıkları ortaya çıkmış! Bu durum neyle izah edilebilir? İslam’da olmayan, birçok dindışı tavır ve davranışların, İslam ile anılıyor olması neden Müslümanları harekete geçirmiyor? Soruları uzatmak mümkün; fakat şurası bir hakikat ki, sorun derin ve İslam coğrafyasının içinde bulunduğu hal, içler acısı… Olup bitenler, yaşadıklarımız, bizi, yeni bir tutum almaya zorluyor... Aksi takdirde, sürecin çok daha ağır bir tabloya dönüşmesi işten değil
Siyasal İslamin Gerçekleri
Siyasal İslamin GerçekleriAyşe Sucu · Halk Kitabevi · 201716 okunma
Hürriyet denmeye layık biricik hürriyet, başkalarının saadetlerinden mahrum etmeye veya onların saadet elde etme gayretlerine engel olmaya kalkışmadığımız müddetçe, kendi iyiliğimizi, kendi bildiğimiz yolda aramak hürriyetidir. -Mill
Reklam
Neden korkuyoruz?
Bir bilgeye, ‘’ nasıl insan oluruz’’ diye sormuşlar. ‘’ Üç adım atmakla’’ diye cevap vermiş bilge kişi: ‘’ Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir’’ insanlığa attığın ilk adım budur... ‘’ Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın.’’ Nihayet, ‘’ sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman’’ insansın ve insan olursun...’’
İbadet, bir formu yerine getirmekten mi ibarettir?
“Kurban yakınlaşmak demektir. Yakınlaşma ise fedakarlık ister.Bu noktada kurban, en sevdiğiniz, en çok emek verdiğiniz ve ‘kendinizinki’ kıldığınız o şeyden yüksek bir gaye uğruna vazgeçebilmektir.Kur’an’da da geçen İbrahim, oğul ve koç kıssası -mecaz ifadeler olarak da okunabilir- emek verdiğiniz ve üzerine titrediğiniz bir varlığı, en yüksek seviyede oluşturulmuş bir bağlılıkla Allah’a feda edebilmenin, ancak hakiki bir iman ile olabileceğini işaret eder.Kurban kıssasındaki ‘oğul’ metaforu en yüksek yakınlığa delalettir. İnsanın kendini feda etmesinden, kendininki kıldığı o şeyi feda etmesi çok daha zordur.Günümüzdeki kurban anlayışı bu anlamdaki mahiyetini yitirmiştir. ‘Kendimizinki’ kılmadığımız ve üzerinde hiçbir emeğimiz olmayan bir hayvanı keserken içimiz dahi acımıyorsa, hangi kutsi fedakarlıktan ve adayıştan bahsedilebilir? Kurban bir gelenek, bir et şöleni, bir kan akıtma değilse ki değil elbette, çünkü: ‘... onların ne etleri Allah’a ulaşır, ne de kanları; şakin O’na ulaşan, yalnızca O’na gösterdiğiniz bilinç ve duyarlılıktır’ buyruluyor; o halde neyin fedakarlığını yapıyoruz? İbadet, bir formu yerine getirmekten mi ibarettir?”
Sayfa 160 - Halk kitapeviKitabı okudu