Siyasal Tarih
Toktamış AteşSiyasal Tarih Sözleri ve Alıntıları
Siyasal Tarih sözleri ve alıntılarını, Siyasal Tarih kitap alıntılarını, Siyasal Tarih en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yasa yapmak padişah için öylesine bireysel bir haktır ki; bir padişahın koyduğu yasalar, o öldüğü zaman yerine geçen padişahı bağlamamaktadır.
Ancak sultanların bu mutlak egemenlikleri de, hiç kuşkusuz “şeriat sınırlarına” dek idi.
Sayfa 55Kitabı okudu
Suphi Nuri;Ulusculuk Akımının Engellenemez Olması
''Fakat eğer Osmanlılar, Yunanlıları iyi idare etselerdi yine milliyet cereyanları ile Yunanlılar hislerine kapılacaklar ve yine Türklerin aleyhine kıyam edeceklerdi. Çünkü milliyet hissi büyük bir kuvvet ve dinamizmdir. Bizim iyi idaremiz belki bu işi yarım asır daha geciktirebilirdi, yoksa biz hiçbir vakit Yunanistan'ın istiklaline mani olamazdık. Zaten olmamamız da lazımdı.''
Sayfa 285Kitabı okudu
Hızlı zenginleşme sonucu işçilerin de bu zenginleşmeden belirli ölçülerde pay almaya başlamaları, mücadelenin şiddetini azalttı.
Sayfa 200Kitabı okudu
Terör korkusundan uzaklaşmış ve karnı doymuş olan halkın, siyasal haklarının elinden alınmış olmasına karşı bir tepkisini uyandırmak mümkün değildi.
Sayfa 154Kitabı okudu
Bir İngiltere ve Fransa'nın Prusya'yı serbest bırakmakla yaptıkları diplomatik hata, Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm 19.yüzyıl boyunca dış politikasında yaptığı hataların toplamından çok daha büyüktür.
Sayfa 288Kitabı okudu
Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesinde, imparatorluk içindeki gidişatı düzeltmek isteyen yöneticilerin çabalarını ağırlıklı olarak gözlememiz mümkünken, Islahat Fermanı neredeyse tümüyle dıştan empoze edilmiş ve zorlanmıştır. İmparatorluk yöneticileri de, Paris Konferansı’ndaki durumu tehlikeye düşürmemek için buna rıza göstermişlerdir.
Sayfa 332 - 333Kitabı okudu
Böylece Edirne Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu’nun imzaladığı en ağır antlaşmalardan biri oluyordu. Her ne kadar büyük toprak kaybı olmamışsa da Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanması bir anlamda sonun başlangıcı oluyordu. Ayrıca stratejik önemi çok olan kimi kaleler Rusların eline geçiyordu. Kabul edilen ödenti ise çok ağırdı ve ekonomiyi sarsacak nitelikteydi.
Sayfa 301Kitabı okudu
Osmanlı yönetimi, yüzyıllar süren bir “devlet yönetme geleneği”nin mirasçısı olarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılında da başarılı bir yönetim örneği vermiştir. İmparatorluğun dağılması ve yıkılması, kötü yönetimin değil nesnel ve ekonomik koşulların bir sonucudur. Dahası Osmanlı yönetiminin başarısı, kaçınılmaz olan bu dağılmayı en azından bir süre geri bırakmıştır.
Sayfa 286Kitabı okudu
Eski bir Jakoben manastırında toplandıkları için “Jakobenler” adını alan bu siyasetçi ve düşünürler, devletin salt özgürlükleri korumasının yetersiz olduğunu ileri sürüyorlardı. “Yaşadığımız toplumda eşitsizlik var” diyen Jakobenler, “devletin özgürlükleri sadece koruması demek, o toplumdaki eşitsizliği korumak demektir. Devletin görevi, önce insanların eşit olacağı, fırsat eşitliğinin bulunacağı bir düzeni oluşturmak ve ondan sonra o düzeni korumaktır” görüşünü savunuyorlardı.
Sayfa 127Kitabı okudu
Kırım Savaşı’ndan günümüze kalan ilginç bir olay modern hemşireliğin kurucusu sayılan Florance Nightingale’in, bu savaşta yaralananların tedavi edilmekte olduğu Selimiye Kışlası’na 12 Mart 1855’te gelerek çalışmaya başlamasıdır. Buradaki uygulamaları, hemşireliğin temel kuralları sayılır.
Sayfa 344Kitabı okudu
1848 sosyalistleri daha çok idealist ve hayalci bir sosyalizm yapmışlardır. Ve bu sosyalizm derin bir biçimde insancıl ve “liberal” idi. Bu bakımdan 1848 sosyalistlerinin kafasındaki düzen klasik demokrasiden ayrı ve ona zor bir şey değildi.
Sayfa 228Kitabı okudu
Fatih Sultan Mehmet, kendisinden sonraki nesilleri bağlayıcı şekilde tedvin edilmiş ve resmî olarak yürürlüğe konulmuş bir kanunname yayımlayan ilk Müslüman hükümdar olarak kabul edilmektedir. Fatih’in bu konuda Türk-Moğol yasa/töre uygulamasını izlemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Sayfa 56Kitabı okudu
C.Keşifler Sonrası Koloniler
Amerika, ''Avrupalı için ''özgürlük'' anlamına gelirken, Afrikalı için ''utanç verici bir kölelik'' anlamına geliyordu.
Sayfa 84Kitabı okudu
Ulusçuluk kapitalizmin hem ürünü ve hem de düşmanıdır.
Sayfa 199Kitabı okudu