Filistin hastaneleri, okulları, mülteci kampları ve sivil yerleşim alanları; israil askerlerinin merhamet duygularından yoksun saldırılarına günübirlik maruz kalmaktadır.
46 Filistinliyi katleden, 2000'den fazlasını evsiz bırakan israil operasyonu İslam dünyasının ve Batı aleminin kınamadan öteye geçemeyen tepkisizliği ile devam ettiriliyor.
Filistin'in israil tarafından işgali " yüzyılın en uzun işgali"dir.
20. Yüzyılın yalnızca en uzun değil, aynı zamanda sonuçları itibarıyle de en yıkıcı işgalidir.
Filistinliler kendi istekleriyle topraklarını terk etmemişlerdir. Filistinlilerin %89'u doğrudan israil saldırıları, %10'u psikolojik savaş ve %1'i kendi istekleriyle topraklarını terk etmişlerdir.
Katliamlar Zinciri Bu Şekilde Başlayan israilin Katliamlarla Dolu Tarihi:
1946-Kral Davut Katliamı: İsrail örgütü Irgun’un Kral Davud Oteli’ne düzenlediği saldırıda, aralarında İngilizler, Araplar ve Yahudilerin bulunduğu 96 kişi hayatını kaybetti.
1946- Der Yasin Katliamı: Filistinin köyü Der Yasin’e giren Moşe Dayan’ın liderliğindeki çete, uyumakta olan 576 Filistinliyi, bomba ve otomatik silahlarla tarayarak
Siyonist rejimin işgali kaç neslin hayatına, ümitlerine, hayallerine mal oldu ve kim bilir daha kaç neslin hayatına, ümitlerine, hayallerine mal olacak? Anavatanlarında yaşayan “şanslı” Filistinliler, sürekli işgal devletinin ve gözü dönmüş yerleşimcilerin saldırılarına, gasplarına, ev yıkımlarına, gözaltılarına, işkencelerine, toplu cezalandırmalarına, suikastlarına, ambargolarına, barikatlarına, kontrol noktalarına, “utanç duvarları”na, kara propagandalarına, aşağılamanın ve “efendilik taslama”nın binbir türlüsüne muhatap olurken; mülteci ve yerinden edilmiş Filistinlilerin payına vatan hasreti, parçalanmış ve dağılmış aileler, sürgün, yersiz yurtsuzluk ve geri dönüş umudu kaldı.
Haçlıların Filistin ve özellikle Kudüs’teki varlıkları son derece kanlı olmuştur. Yaklaşık 40 gün süren şiddetli bir kuşatma sonrası 600.000 kişilik Haçlı ordusu, Kudüs’te yaşamakta olan 70.000 Müslüman’ı katlederek bölgeyi hâkimiyeti altına almıştır. Selahaddin-i Eyyubi 1187’de Filistin’i Haçlı
hâkimiyetinden kurtararak işgale son vermiştir. Selahaddin-i Eyyubi şehri ele
geçirdiğinde daha önce buradan sürülmüş olan Yahudilerin geri dönmesine müsaade elmiş ve şehirde onarım işlerine ağırlık vermiştir.
Selahaddin-i Eyyubi’nin vefatının ardından bölgede yine karışıklıklar baş göstermiş ve Kudüs 1229 yılında yapılan bir anlaşma ile Batılıların yönetimine bırakılmıştır.