Wikileaks belgeleri, AKP ve hükümet içinden isimlerin ABD elçileri tarafından çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulduğunu gösteriyor. İdeolojik görüşüne göre, dindarlar, milliyetçiler ve pragmatikler... Cemaat yakınlığına göre, Gülen cemaatine yakın olanlar ve Nakşibendilik gibi diğer tarikatlara mensup olanlar. Bu konuda dikkat çeken en önemli ayrıntı AKP içindeki Gülencilerin Abdullah Gül şahsında, Nakşibendiliğin ise Tayyip Erdoğan şahsında liderliğe kavuşması.
"Kurulu düzen onu, vasat düzeyde eğitim görmüş, yolunu fazlasıyla bulmuş bir mahalle kabadayısı, Türkiye'yi şeriata götürecek karizmatik ama tehlikeli bir vaiz-politikacı olarak tanımlamayı tercih ediyor."
ABD elçilerinin Can Dündar'a tonik üslubu zaman içinde yumuşadı ve Mustafa filmine ilişkin tartışmaların anlatıldığı 14 Kasım 2008 tarihli telgrafta "saygıdeğer gazeteci ve belgesel film yapımcısı" haline geldi.
Sarkozy, bedeli ne olursa olsun 70 milyon Müslüman'ın Avrupa'ya sokulmasına ve bu yolla tarihi Avrupa kimliğinin sulanmasına karşı olduğunu ifade ediyor.
İktidar adına buzdolabı, kömür dağıtan, oy isteyen valilere alışmıştık ki, dünya diplomasi tarihine geçecek şekilde, bir diplomatın partisinin oylarının yükselmesi için başka bir devletten operasyon istediğine şahit olduk.