“Doğru, paşa olamazsın demedim
Adam olamazsın dedim.
Okumuşsun, ama gene de olamamışsın
Okumak, herkesin derdini anlamaktır,
Okumak, karşı çıkmak kötülüklere
Halkın derdine çare bulmaktır.”
Kırlar ortasında
Tek başına bir mezar...
Merakla sokulup taştaki yazıyı okudu :
Çağırdım hak, hak!..
Gelmedi hak hak...
Çağırdım şah, şah!..
Gelmedi şah şah...
Hakkım yerde kalırsa,
Ne hak var, ne padişah...
Anlat, geldiğin yerleri
Koyunlar ikiz mi kuzuluyor oralarda,
Kendiliğinden mi sürülüyor tarlalar,
Geçinmekler kolay mı?
Yenebilmişler mi haramileri?..
Bizimkilerden
Daha mı adaletli padişahları?
Açıl susam açıl desen,
Yol veriyor mu kayalar?
Anlat hele,
Konuşa konuşa tükenir yol...
— Nereden geliyorsun?
— Kan kalesinden.
— Neden sallanıyorsun?
— Açlık belasından.
— Üstün başın neye öyle ya?
— Yoksulluktan.
— Neden çok kazanamıyorsun?
— Ayın oyun bilmediğimden.
— Avuçların neye patlak?
— Çalışmaktan.
Ya baba, gördün mü?
Adam olmazsın dediğin oğlun
Koca koca okulları bitirdi de,
Paşa oldu paşa!..
Ülkenin yarısına buyuruyor şimdi.
Ne dersin buna?
Belini doğrultmaya çalışıp,
Acı acı gülümsedi baba
Vay, vay, vay ne çalımdı bu?
Yanlış anlamışsın oğlum,
Ben sana paşa olamazsın demedim...
Paşa, öfkeyle ayağa kalktı:
Ne dedin ne dedin?
Adam olamazsın dediğini
İnkâr mı ediyorsun?
«Doğru, paşa olamazsın demedim
Adam olamazsın dedim.
Okumuşsun, ama gene de olamamışsın
Okumak, herkesin derdini anlamaktır,
Okumak, karşı çıkmak kötülüklere
Halkın derdine çare bulmaktır.