Onlara söyleyecek bir sözüm daha var: belki aklanmamı kolaylaştıracak şeyler söylemediğimden, suçluluk kararından kurtulmak için gereken şeyleri söylemeyi ve yapmayı kabul etmediğimden dolayı mahkûm edildiğimi sanıyorsunuz.Hayır; cezalandırılmama neden olan eksiklik, sözlerimde değil.Sizin istediğiniz gibi; ağlayarak, sızlayarak, haykırarak, bence bana yakışmayan, fakat başkalarından sürekli duymaya alıştığınız birçok şeyi söylemememde ve yapmamamdadır.Fakat ben, tehlikeye düştüğüm zaman, ne böyle aşağılık davranışlara, alçaklıklara saparım, ne de kendimi böyle savunmadığım için pişman olurum. Asla! Böyle bir şey yapmaktansa,sizin alıştığınız gibi kendimi savunmaktansa, kendi alıştığım gibi konuşarak ölmeyi üstün görürüm.
Çünkü ölüm şu iki şeyden biri olmalıdır: ya bir hiçlik ve hiçbir şey duyamama durumudur, ya da, dedikleri gibi, ruhun bir değişimi ve bu dünyadan bir başkasına bir göçüdür.
Canınız sıkılmasın ama hakikat şudur: Devlette görülen birçok kanunsuz, haksız işlere karşı doğrulukla savaşarak size ve herhangi bir kurula karşı giden hiç kimse ölümden kurtulamıyor.
Değeri olan bir kimse yaşayacak mıyım yoksa ölecek miyim diye düşünmemelidir bir iş görürken yalnız doğru mu eğri mi hareket ettiğini cesaretli bir adam gibi mi yoksa tabansızca mı hareket ettiğini düşünmelidir.