Dur durak bilmiyor bugün.
Ne gökyüzü ne de kalemim.
Sarhoş mudur nedir gökyüzü?
Ağlamaktan kıyıldı içi.
Kim bilir? Âşık olduğu yıldız terk etti belki de.
Belki de bulutların annesi öldü.
Ondan böyle sağanak yağışları.
Arada ağıt gibi çakıyor şimşek.
Bir ayrılık yaşadı gökyüzü elbet.
Ya âşık, ya sarhoş ya da deli.
Baksanıza ağlamaktan göz pınarları kanadı.
Bırakın ilişmeyin!
Doya doya ağlasın bugün gökyüzü.
Denizin tiryakisi,
Bir martıyım ben.
Maviliği gözümü kör etmiş olmalı,
Gitmeye gönlüm yok denizden.
Öfkeleniyorum bazen, gideyim diyorum.
Deniz bıraksa, balık bırakmıyor.
Balık bıraksa, vapur bırakmıyor.
Denizin tiryakisi,
Bir martıyım ben.
Her saçlarımı kestirmek aklıma düştüğünde, kadının her saç telinin şiire benzetildiği söz gelir aklıma. Lâkin şiir de sevmiyor ki her yürek. Her makas darbesinde şiirin canı yanar. Zaten şiire gönül vermek, yanmaya sevdadandır.