Kitapların arka kapağına yazılan tanıtım yazıları olmasa kötü bir kitap okudum derdim. Tanıtım yazılarında öyle cümleler kuruyorlar ki, her bakımdan harika bir kitapla karşı karşıya olduğunu sanıyor insan. Tanıtım yazılarını okumaktan ürküyorum ben bu sebeple. Öyle bir eserle karşı karşıyayım ki, anlayamam muhakkak diye düşünüyorum. Acze düşüyorum. Bu cümlelerde konu bakımından kitabın vaat ettikleri de caba...Hikayede bir denizciyle ilişki yaşadıktan sonra sorunlu hale gelen bir kadın var, bu kadın felsefe hocası. ve bir psikanalistle evleniyor sonrasında. Nişanlısını öldüren öğrencisini hapishanede ziyaret ediyor falan. Zaman sıçrayışlarıyla örülü bir hikaye. Felsefe, psikanaliz v.s. denilince acayip derin bir şey bekliyor insan. Kadın tarihçi, kocası veteriner olsa hikaye yine değişmezdi. Kadının felsefeci adamın psikanalist olması hikayede aksesuar gibi, mobilya gibi bir şey. Hikaye için hiçbir şey ifade etmeyecek detaylar, anlamsız geçişler, bazı konularda yazarın çok fazla bilgi sahibi olmadığını işaret eden ifadelerle örülü bir metin...Üstelik, şu çok popüler kitaplarda olduğu gibi hiçbir üslubu yok kitabın. Bir sürü de anlatım bozukluğu ile dolu.