Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi

Albert Memmi

Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi Posts

You can find Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi books, Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi quotes and quotes, Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi authors, Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi reviews and reviews on 1000Kitap.
Tamam, Nazilere karşı direniş sırasında tüm savaşları birleştiren zorunlu tek görev kurtuluştu. Ama hepsi aynı zamanda bir Siyasal gelecek içinde savaştı. Örneğin, sol gruplar gelecek rejimin teokratik ve otoriter olacağından, sağcı gruplar komünist olacağından emin olsalar, zorunlu sosyolojik nedenler yüzünden savaştan sonra yok edileceklerini bilseler, savaşmaya devam ederler miydi? Belki. Ama tereddütlerinden ya da korkularından bu kadar rahatsız olurlar mıydı? Sosyalizmin ihraç edilebilir, Marksizmin evrensel olduğuna inanan solcu sömürgeci, aşırı gurur yüzünden başarısız olup olmadığını merak eder. Bu konuda hayatımda yön vermesini umut ettiği dünya görüşüne uygun olarak bu görüş için Savaşma hakkına sahip olduğunu inanmaktaydı.
Sömürge halkın liderleri kendi birliklerinin dini duygularını eleştiremez ;solcu sömürgeci bunu kabul edecektir, ama onları kullanmak başka bir şeydir! Örneğin Allah adına yapılan bu duyurular, cihat kavramı, solcunun dengesini bozar ve korkutur. Bu tamamen stratejik mi? Sömürgecilikten kurtulan ulusların çoğunun kurtuldukları zaman dini, anayasalarına eklemeye koştuklarını ya da polislerinin, anayasalarının solcuu sömürgecinin beklediği özgürlük ve demokrasi öncülerine pek uymadığını fark etmemesi mümkün müdür?… Daha ileride sömürge insanı yabancı düşmanlığından ve ırkçı ilimden kendi kurtaracaktır; solcu sömürgeci bunu algılarken de az çok kaygılanır. Irkçılığa ve sömürgecinin yabancı düşmanlığını kaçınılmaz bir tepki; sömürgeciliğin ve sömürge insanın etinde bıraktığı yaraların yok olmasını beklemek gerekir. Dinin karanlığından daha sonra kurtulacaklardır…
Reklam
Sömürgeleştirilenin kurtuluşunun geleceği ile, en azından yakın geleceği ile ilgili kaygıları da vardır. Sömürgecilikdan kurtulmuş bir ulus çoğunlukla kendisini mücadele sınırlarının ötesine taşır ve örneğin dini bir ülke olma isteği duyar ya da bireysel özgürlük konusunda duyarlı davranmaz. Burada da gizli, daha cesur ve daha soylu, bir güdü varsaymaktan başka bir çıkış yolu yoktur. Tüm aklı başında ve sorumluk sahibi savaşçılar asla teokrat değildir, yüreklerinde, derinlerinde özgürlüğü gerçekten sever ve kutsal sayarlar. Gerçek duygularını gizlemelerine yol açan konjonktürdür; sömürge kitleler arasında inanç hala çok güçlüdür, bunu dikkate almaları gerekir. Demokrasi konusundaki belirgin kayıtsızlıklarına gelince, bu da, tüm grupların desteğini ihtiyaç duydukları için, güçlü burjuvazi ve toprak sahibi sınıfları uzaklaştırmaktan korkmaları ile açıklanabilir.
Sosyalist bir ideoloji adına kapitalist tehlikeye karşı savaşmak yerine komünist partiler ulusal bir kimliğe başka bir ulusal kimliğin karşısına çıkarmayı tercih etti; Amerikalılarla kapitalistler de fena halde Özdeşleştirildi. Bütün bunların sonucunda, sosyalist tavır da milliyetçiliğe yönelik belirgin bir rahatsızlık görüldü, işçi partilerinin ideolojisinde bir dalgalanma yaşandı. Solcu gazeteci ve köşe yazarlarının bu sorun karşısındaki ihtiyatlı tutumu çok anlamdır. Bu konuyu olabildiğince az ele alırlar; mahkum etmeye ya da onaylamaya cesaret edemezler; tarihsel geleceği kavrayışlarına milliyetçiliği nasıl entegre edeceklerini, entegre etmeyi isteyip istemediklerini bilmezler. Kısacası günümüzde Sol, milliyetçilik karşısında kendini rahatsız hissetmektedir.
Mağdurlar da dahil olmak üzere, ırkçılığın herkese bulaştığı bir ülkede kim kendini bundan tümüyle kurtarabilir? Bu kadar devasa bir hor görmenin ağırlığını taşıyan bir kaderin yükünü zihinsel olarak bile üstlenmek çok mu doğal? Zaten, sömürge insanın kişiliğine yapışan küçük görmenin kendisini nasıl taşıyabilir ki? Kendisi zaten özgür olduğundan, gelecekte bir kurtuluş paylaşmayı nasıl hayal edebilir? Bütün bunlar zihinsel bir egzersizden başka bir şey değil aslında.
Tiranlar piramidinin tarihi böyledir: her biri, toplumsal olarak kendisinden daha güçlü bir tiran tarafından ezildiği için, Yaslanacak daha az güçlü birini her zaman bulur ve kendi çapında uygun bir tiran haline gelir. Başının üstünde bir kereste ve birkaç çivi taşıyan bir Arap işçi ile yanyana yürümek sömürgeleştirilmemiş küçük marangoz için ne büyük bir intikam ve ne büyük bir gururdur!Hepsi de sömürge insanından olumsuz açıdan daha iyi olma gibi derin bir hoşluk hisseder en azından: sömürgeciliğin onur sürüklediği alçalmanın girdabına asla tam olarak kapılmazlar.
Reklam
Sömürgeleştirilenler arasında göreve alınan otorite hizmetlileri, kadrolar, şefler, polisler, sömürgeleştirilenin Siyasal ve toplumsal konumundan kaçmaya çalışan bir sömürge insanı kategorisi oluşturur. Ama bunu yaparken, çıkarlarını kıskançlıkla korumak için kendini sömürgecinin hizmetine sunmayı seçerek, sonunda onun ideolojisini benimsemiş olur, hatta onlar ve kendi karşısında bile bu ideolojiyi benimser.
Küçük Sömürgeci
Sömürgeci efendilerin ayrıcalıkları çarpıysa, küçük sömürgecinin, hatta en küçüğünün bile ufak tefek ayrıcalıkları sayısızdır. Günlük yaşamında ki her davranışı onu sömürgeleştirilenle ilişkiye sokar ve her hareketiyle belirgin bir avantaj elde eder. Hukukla başı derde girerse, polis, hatta adalet ona karşı daha esnek davranır. Hükümetin yardımına ihtiyacı varsa zorluk çekmez; kırtasiyecilik bir kenara bırakılır; daha az beklesin diye daha kısa bir kuyruğun olduğu bir banko ayrılır ona. İşe mi ihtiyacı var? Bu iş için sınava mı girmesi gerek? İşler ve mevkiler ona önceden ayrılır; sınavlar onun dilinde yapılır ve sömürge insanına sınavı geçme konusunda zorluk yaratır. Maddi koşullar, ekonomik sınıf ya da yetenekler eşit olduğunda her zaman ayrıcalıklı muamele gördüğünü asla göremeyecek kadar kör ya da körleştirilmiş olabilir mi? Arasıra geriye dönüp baktığında tüm sömürgeleştirilenleri, hatta bazen eski okul arkadaşlarını ya da meslektaşlarını kat ve kat geride bıraktığını görmemesi mümkün mü? Bir şey isterse ya da bir şey ihtiyacı olursa, şöyle bir görünüvermesi, sömürgede sözü geçen insanların onu kayırmasına yetecektir.
Küçük Sömürgeci
İnanmak istediğimizin aksine, küçük sömürgeci, aslında bir çok durumda sömürgecilik yanlılarını destekler ve sömürge ayrıcalıklarını inatla savunur. Neden? Benzerleri arasındaki dayanışma mıdır bu? Bir savunma tepkisi, düşman çoğunluğun ortasında yaşayan bir azınlığın endişesinin ifadesi midir? Kısmen. Ama sömürge sürecinin doruğunda, her an müdahale etmeye hazır polis, ordu ve hava güçleri tarafından korunuyorken, sömürgelerdeki Avrupalılar korkuyor değildir; hele böyle bir ittifak açıklamaya yetecek kadar bir korkuları yoktur. Bu bir mistifikasyon mudur? Daha fazlası elbette. O mistifikasyon şuradadır ki, kendi çok sınırlı çıkarlarını korumak için, ötekilerin sınırsız ölçüde önemli çıkarlarını da korumaları gerekir; dolayısıyla o çıkarların kurbanı olur. Ama ister Safdil olsun ister kurban kendi payını da alır.
Kendisini terazinin bir kefesinde bulur, öteki tarafta sömürgeleştirilen insan vardır. Yaşam standardı yüksekse, bunun nedeni sömürgeleştirileninkinin düşük olmasıdır; bol ve talepkar olmayan işgücü ve hizmetçilerden yararlanabiliyorsa, bunun nedeni sömürgeleştirilen insanın istenildiği gibi sömürülebilmesi ve sömürge yasalarınca korunmamasıdır; yönetsel görevleri kolayca elde edebiliyorsa, bunun nedeni bu görevlerin ona ayrılmış olması ve sömürgeleştirilen insanın bu görevlerden dışlanmasıdır; o ne kadar kolay nefes alırsa sömürgeleştirilen insan o kadar boğulur.
315 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.