Kitabın, yazarın Anunnakiler kitabı gibi bilgi içerikli bir kitap olacağını düşünmüştüm ancak yazar hoş bir kurguya sahip bir roman yazmış bu defa. Deniz ve Atlas adlı Anunnakilerce seçilmiş baş karakterlerimizin seçildiklerini önce rüyalar ve vizyonlarla, daha sonra da yer altında bulunan uzay gemisi gibi daha somut şeylerle fark etmesi ve seçilenlerden olmayı kabul edip etmeyecekleri yönünde tercih yaptıkları süreçleri anlatıyor. Kitabın kurgusu çok başarılı, sonun yine İnanna ve Dumuzi’ye bağlanış şekli hoşuma gitti. Ayrıca kitap fazlaca bilgiyle de harmanlanmış. Sümer, Babil gibi kadim uygarlıkların yanısıra Pers İmparatorluğundan, Büyük İskender’e, Pluton’un gezegenlikten çıkarılışı gibi gökbilim konularına kadar birçok konuya değinilmiş.
Kitaptaki kurgu öyle mantığa uygun ilerliyor ki insan “Lan acaba?” demekten kendini alamıyor. Gerçekten bizi yukarıdan kontrol eden, farklı frekanslarla aramızda yaşayan canlıların varlığı düşüncesi biraz ürpertici olsa da ilgi çekici. Kitapta gözüme tek batan şey yazım hataları oldu. Hadi ben bu konuya fazlaca takıntılıyım tamam ama ikide bir “direk” de yazmazsın ya.
Her neyse. Özetle... Gitgide alışıyorum bu Anunnaki fikrine, İnanna beni de seçsene??
