Karşımdaki koltuğa ağır bir hareketle otururken,
"Üzgünüm," dedi hiçte de üzgün olmayan bir sesle. "Saç-ların bu renkteyken kendime hakim olamıyorum."
Hoşnutsuz bir ifadeyle yüzümü buruşturdum. Şim-di o maviş gözlerini çıkarıp bir kavanoza koyacaktım ve
'üzgünüm, gözlerin bu renkteyken kendime hâkim ola-madım' divecektim, görecekti.