"Aşk ihtiyaçtan başka bir şey değildir. Sadece üzerine parıltılı elbiseler geçirmişler. İki gövdenin, iki ruhun yalnızlıklarını giderme ihtiyacı... Onlar birbirlerini kollarlar, bu arayışta ve seçimde temel olan ihtiyaçtır... Doyunca..."
Gün batmak üzere. Yalnız mezarlar karanlığı beklerken gökyüzüne bakıyorlar. Bilmiyorum nedense sebepsiz bir şekilde Tevrat'tan bir cümle aklıma geldi: "Ve ölümün sevgisi ağırdır!"
Neden hiçbir yenilik benim için yoktu? Hiçbir bilinmezlik, hiçbir tat, hiçbir rüya? Ve ben neden bu kadar uzun yaşamıştım. Yirmi üç sene ve gelecek yıllar için hiç yeni bir şey kalmamıştı.
"Ve şayet bir adam sana seni seviyorum dediyse sonsuza kadar seveceğini sanma. Yarına kadar bile... Sadece o tek bir anı, seni sevdiği o bir anı algıla, anlıyor musun?"