Son Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk

Friedrich Kress von Kressenstein

Son Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk Sözleri ve Alıntıları

Son Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk sözleri ve alıntılarını, Son Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk kitap alıntılarını, Son Haçlı Seferi - Kuma Gömülen İmparatorluk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Von Kress’e göre, “Türk idarecileri uzun müddetten beri Şerif’e güvenmenin doğru olmadığını biliyorlardı. Bundan dolayı Cemal Paşa genel valilik makamını işgal ettikten sonra Şerif’le iyi münasebetler sürdürmek ve ara bozabilecek her türlü bahane ve vesileden kaçınmak için son derece gayret sarf etmişti.” Von Kress, 1916 ilkbaharında isyanın ayak seslerinin işitildiğini söyler ve bu koşullarda dahi Cemal’in tutumunu değiştirmemesine hayret eder; “Cemal daha o zaman bir felaketin kopmak üzere olduğunu iddia ediyordu. Fakat buna rağmen Şerif’in ricasını kabul ederek kendisine büyük miktarda para göndermesi anlaşılmaz bir durumdur.”
Birinci Gazze Muharebesi
27 Mart günü öğleden sonra Gazze’ye geldiğim zaman şehrin üzerinde yalnız düşmanın hafif topçu ateşi vardı. Binbaşı Tiller’i cesurca mukavemetinden dolayı tebrik edip kendisinden olanlar hakkında tafsilatlı rapor aldıktan sonra İngilizlere karşı mukabil bu taarruza geçip geçmemek gibi zor bir karar karşısında bulunuyordum. Her türlü taarruzdan bizi kayıtsız ve şartsız men eden Cemal’in bir telgrafı beni bu hususta bir karar almaktan kurtarmış bulunuyordu. Paşa, birkaç gün sonra muharebe meydanını teftiş etmek ve kıtalara cesurane müdafaalarından dolayı teşekkür etmek için cepheye geldiği vakit beni, işlerime yapmış olduğu yeni müdahalesinden dolayı canım sıkılmış bir halde görünce bana şöyle demişti: “Sevgili dostum, emriniz altında bulunan kıtaların Alman değil, talim ve terbiyesi henüz o derece ilerlememiş olan Türk kıtaları olan olduğunu unutmamalısınız. Müdafaada Türk piyadesinden her şeyi talep edebilirsiniz; fakat taarruzda o, cesur olmakla beraber bu hususta gerekli olan talim ve terbiyeyi görmemiştir. Taarruz hakkındaki Alman düşünceleriniz güzel ve iyidir amma sizinkiler gibi subay ve astsubaylar olursa! Fakat burada siz, Türklerle çalışmak mecburiyetinde olduğunuzdan bu husustaki bilgilerinizi değiştirmek mecburiyetindesiniz.” Cemal, şüphesiz bu sözlerinde haklıydı. Fakat bilgiyi değiştirmek kolay bir iş değildi! Evet, o bilgi ki hemen yirmi sekiz senelik hizmet müddeti içinde her gün işletilmiş ve talimlerle kökleştirilmişti.
Sayfa 275 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Olayların objektif bir tasvirinin, ancak o olaylardan uzun bir müddet geçtikten sonra mümkün olabileceği fikrindeyim. Hükümlerimizi, tesiri altında tutan şahsi görüşlerden kurtarabilmek uzun senelerin geçmesine bağlıdır ki, bu görüşler pek sık olarak ve bilhassa ittifaklı harplerde şahsi hoşnutsuzluklar, incitilmiş gururlar ve karşılıklı küskünlüklerden ileri gelmektedir.
Çölün Tahliyesi
Kuyunun karşısında çölün bu civarında yaşamakta olan bir Bedevî kabilesinin şeyhine rast gelmiştim. Alışılmış olan selâm merasiminden sonra tercümanla şeyhe sordum: “Motorlu tulumbalarımızı söküp kaldırdıktan sonra bu güzel, suyu bol kuyu ile ne yapacaksın?” Aşağıdaki cevabı aldığım zaman hayret içerisinde kalmıştım: “Onu derhal kapatacağım; eğer böyle yapmazsam komşum olan kabile bundan istifade etmeye kalkacak bu da aramızda ebedî bir niza ve harp vesilesi olacak”.
Sayfa 233 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
1914 Ağustosu’nda İstanbul
Kendisine başkomutan vekili olarak Osmanlı Devleti’nin bütün harp kuvvetlerinin sınırsız emir ve komutası verildiği zaman, Tuğgeneral Enver 33 yaşında bulunuyordu. O, basit bir aileden yetişmişti. Pek genç subay olarak Makedonya’daki çete harplerine katılmış, genç yaşlarında Selanik’te daha o vakit gizli bir ihtilâl komitesi olan İttihat ve Terakki’nin gayretli bir üyesi olmuştu. Radikalizmi, mahareti ve ataklığı dolayısıyla pek az sonra onun partide bir başrol oynadığı anlaşılmaktadır. 1909 irtica vakasının (31 Mart Vakası, Ç.N.) bastırılmasından sonra, iyi Almanca konuşan Enver, Berlin Türk Sefareti’ne ateşemiliter olarak tayin edilmişti. Berlin meclislerinde çok fazla şımartılan Enver’i ben o vakit zarif, kıyafeti iyi, mütevazı ve pek mahcup bir subay olarak tanımıştım.
Sayfa 10 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Süveyş Kanalı’na Hücum Hazırlığı
Diğer önemli bir zorluk da, bizim dilimizdeki kısa ve kesin emir tarzımızın doğuluya bir kamçı tesiri yapması ve onlar tarafından bu lisan tarzının kaba bir nezaketsizlik ve hakaret olarak algılanması olmuştu. Bundan dolayı mütercim, biz Almanlar tarafından kaleme alınmış emir ve yazıları kelime kelime çevirmekten kaçınarak, doğulu mantalitesine uygun bir şekle sokmak mecburiyetinde kalmıştır. General Von Falkenhayn, Filistin cephesinin komutanlığını üstlendiği zaman bu meseleyi hiç ciddiye almamış ve emirlerini, Berlin Şark Dilleri Öğretmen Okullarında Türk dilini öğrenmiş olan Almanlara tercüme ettirmiş olmasından dolayı, Almanya’daki şöhretini kendi komutası altında bulunan Türk birliklerinde koruyamamıştı.
Sayfa 69 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.