(2 Cilt)

Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakim Arvasi`nin Külliyatı

A. Faruk Meyan (Süleyman Kuku)

Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakim Arvasi`nin Külliyatı Gönderileri

Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakim Arvasi`nin Külliyatı kitaplarını, Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakim Arvasi`nin Külliyatı sözleri ve alıntılarını, Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakim Arvasi`nin Külliyatı yazarlarını, Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakim Arvasi`nin Külliyatı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Otuz yıl boyunca yanından ayrılmayan yakını Şakir Efendi anlatır: Bir sabah dergahın mescidinde namaz kılıyorduk. Efendi ile ikimizdik. Her zamanki gibi beni imam yaptılar. Mescidin giriş kısmı baştan başa camekân olduğundan girişteki sofa şeklinde oturma yerinden mescidin içi apaçık görülürdü. Biz namaza hazırlanırken zevcem de gelip sofa kısmında çaylarımızı hazırlamaya koyulmuştu. Namaz ve dua bitince, sofaya geçtik. Gördük ki semaverin etrafında iki çay bardağı yerine bir sürü bardak. Zevceme, bu kadar bardağa lüzum olmadığını söyleyip, niçin ikiden çok bardak getirdin, deyince, şu cevabı aldım: “Hayret! Arkanızda büyük bir cemaat vardı. Şimdi dağılmış..”
Sayfa 332 - Damra
Fıkh-ı Ekber'de Resulullahın ana babasının küfr üzere gitmeleri
Peygamberimizin (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem), ana babasına istiğfar için izin istediklerinde bundan men' edilmelerinin hikmeti ne idi? Diye sorulursa, cevâbında deriz ki: Bunların o vakit ümmetlik şerefiyle şereflenmelerine henüz irâde-i Sübhânî taalluk etmediğinden, maslahat te'hîrde idi. İmam-ı Azam Ebû Hanife'nin (radıyallahü teâlâ anh) mevcûd, matbû ve terceme edilmiş Fikh-ı ekber'inde, Resûlullahın ana ve babasının küfr üzere gittikleri görülmekte ise de, bu kelimeler, bu ifadeler dördüncü hicri asırda, o şanı büyük imami tenkis ve gözden düşürmek emeliyle Bağdadda bazı münâfık ve zındıklar tarafından maksadlı olarak uydurulmuş hilelerdendir. Bu dedikodu, bu fitne ve fesad ateşi tâ o zaman alevlenmiş idi. Ebû Hanife'nin kendi el yazısı ile olan asıl nüshası üzerinde ulemadan müteşekkil bir hey'etin yaptığı incelemede, bu gibi cümleler görülmedi ve bunların hased ve fesâd ehlinin desise ve hileleri, zındık ve mülhidlerin ilâveleri olduğu ortaya çıktı. Bu vâki'a [olay] bütün İslâm âlemine duyuruldu. Bütün Fıkh-ı ekber nüshaları tedkik ve tashîh edildi ve hakîkatin, arz ettiğimiz gibi olduğu kesinleşti. Bugün elimizdeki Fıkh-ı ekber tercümeleri, tedkîk ve düzeltmeden evvel o tarafa yayılan nüshalardan terceme edilmiştir.
2. Cild
Reklam
Zikrin Günlük Sayısı
Zikrin günlük sayısı en az beş bin olmalıdır. Fakat bu kadarı azdır. Ramazan-ı şerîfe mahsûs olmak üzere onbeş bin, Ramazan hâricinde, işin olduğu takdîrde yedi bin, olmadığı zaman yine onbeş bin olması evlâ ve ahrâdır.
Sayfa 563 - 2. Cild
Zevk
“Zevk ise, sofiyye hâline amelî olarak vâkıf olmakla olur. Bu zevk, istidâdı orta derecede olanlara ancak on sene bir mürşid-i kâmilin sohbetinde devam ile hâsıl olabilir.”
2. Cild, Syf. 589
Bu tarîkın sâlikine...
Bu tarîkın sâlikine iki şey zarûri lâzımdır. Birisi, sohbetin edeblerine riâyetle şeyh-i muktedâya muhabbet, diğeri devâm-ı zikirdir.
İmam Taberânî'nin bildirdiği hadîs-i şerîfte buyuruldu: “Allahü teâlâ mahlûkatı yarattı. Onlardan Âdem oğlunu seçti. Onlardan da Arab kavmini seçti. Arabdan da beni seçti. Her zamanda hep iyilerden, seçkinlerden seçkinlere intikal eder gelmişim. Arabı sevenler beni sevdiği için severler. Araba düşman olanlar, bana düşman oldukları için düşman olurlar.”
2. Cild, Syf. 67
Reklam