Yaşamın ve gençliğin öz suyu insanın içinde kıpırdarken, gökyüzü, toprak, çiçekler, hava, meltem, Şark'ın baş döndürücü tahrikleri, her şey, size " Sev!" derken, sevmeyi kendine yasaklamak, doğanın bütün güçlerine karşı tek başına mücadele etmektir.
-Başkonsüle düzülen övgüler arasında, karısı hakkın da çok kötü sözler ediliyordu. Madam Bonaparte'ın giyim kuşamıyla kocasını yıkıma sürüklediğini, her tarafa borçlan dığını, en değersiz elbisesinin yüz Louis altını, en mütevazı şapkasının iki yüz fr ank ettiğini söylüyorlardı. Bütün bunla ra inanmıyorum, Bourrienne, anlıyor musun? Ama ateş ol mayan yerden duman çıkmaz. Geçen sene, üç yüz bin fr ank borç ödedim. Mısır'a para göndermemiş olmam sayesinde.
Çok iyi. Ama bu kez durum fa rklı. Josephine'e her ay giyim kuşamı için altı bin fr ank veriyorum. Bunun ona yetmesi ge rektiği düşüncesindeyim. Zavalı Marie-Antoinette'i de böyle laflarla halkın gözünden düşürdüler. Josephine'den bu ko nuda bilgi al m an gerek Bourrienne ve de ortalığı bir düzene sokmalısın.
Zina yapan kadın cinayete de hazırdır: kocasını krallar gibi karşılamıştır. Kış mevsiminde olmalarına rağmen harikulade meyveler buldurmuş ve sepetteki en güzel armudu onunla paylaşmıştır. Yalnız, armudu tek tarafı zehirli bir bıçakla kesmiş ve kocasına elbette zehirli tarafı ikram etmiştir.
Prens o gece ölmüştür.
...hem siyasette, hem savaşta, her kötülük, kurallar içinde bile olsa, ancak katiyetle zorunlu olduğu ölçüde mazur görülebilir; onun ötesindeki her şey cinayettir.
Yaşam denilen bu büyük kavgada, güzellik kadına, bir aşığın ya da bir eşin gözlerini şenlendirsin diye basit bir hediye olarak değil, bir saldırı ve savunma aracı olarak verilmiştir.