Sophie Volland'a Mektuplar
Denis DiderotSophie Volland'a Mektuplar Posts
You can find Sophie Volland'a Mektuplar books, Sophie Volland'a Mektuplar quotes and quotes, Sophie Volland'a Mektuplar authors, Sophie Volland'a Mektuplar reviews and reviews on 1000Kitap.
Görüyorsun ki ölümden korkmuyorum, çünkü işte tabutum, işte başım. Doğruyu susturmak için boşuna uğraşıyorsun; ne de olsa, senin hilafına, söz söyliyecek bir tek ses kalacaktır. Emret de boynumu vursunlar; çünkü, ülkesinin bütün namuslu insanlarını boğazlamaya azmetmiş olan bir hükümdarın emrinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
Sayfa 65
Kırlarda bir genç kız, çiçek açmış devedikenleri toplar; samimiyetle sevilip sevilmediğini anlamak için bunların üzerine üfler. Bir başkası, iyi veya kötü talihini oyun kağıtlarında arar. Çayırlarda rastladıkları çiçekleri parçalayan ve yoldukları her bir yaprak için: beni seviyor, çok, biraz, hiç… diyenlerini gördüm. Kehaneti taşıyan son yaprağa gelinceye kadar böylece devam ederler. Mesutsalar, kehanete kulak asmazlar; değillerse, biraz daha inanç bağlarlar ve yaprağın söylediği doğruymuş derler.
Sayfa 157
Her zaman, hadiselerin sonuçlarının sebeplerini görmediğimiz için, arzuladığımız sonuçlar için, bazen, en acayip sebepleri tahayyül ederiz: Sonra bizi tımarhaneye layık sandıracak tecrübeler yaparız.
Sayfa 157
Fakat en sıkıcı duygu, kendi budalalığını tanımak, budala doğmamış olduğunu bilmek, zekasını kullanmak istemek, gayret etmek, eğlenmek, konuşmalara karışmak, hareket etmek ve sonunda, bütün bu gayretler altında ezilmektir.
Sayfa 122
…şayet, yalnız bir tek muharebe verilmiş olursa, bu savaşta bulunmuş olanların hepsinin isimleri bilinebilir ve şecereleri de en uzak geleceğe geçer. Birbirlerini boğazlamak için aynı yerde toplanam adamların acayipliğini, bu düşüncenin kati ifadesinden iyi ne ispat edebilir?
Sayfa 116
…Tabiatını nasıl kıskanıyorum! İçinden ümit hiç eksik olmuyor; halbuki, kafamda bir kapı aralanacak olsa, oradan, ilk kaçan ümittir. Ümitlerimi hangi ipliklere tutturabileceğimi görmüyorum değil, ama, bana o kadar zayıf, o kadar ince görünüyorlar ki, bir türlü onlara güvenemiyorum. Bir söğüt yaprağına tutunmaktansa, suyun akışına kendimi bırakmayı tercih ederim.
Sayfa 101