By Number of Pages Sorularla Eski Türk Tarihi Quotes
You can find By Number Of Pages Sorularla Eski Türk Tarihi quotes, by number of pages Sorularla Eski Türk Tarihi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Türk kelimesi ilk defa Çin Yıllığı'nda Tu-Küe, Batı'da VI.yüzyıl Bizans tarihçisi Agatias'ın eserinde Turkoi, Cahiliye devri Arap Şairi Nâbigat'us- Zubyanî'nin divanında Etrak, Fars Kaynaklarında Tur veya Turan, Hint metinlerinde Turukha yahut Turuşka, Rus yıllıklarında ise Tork- Torkî şekillerinde kullanılmıştır.
[…] Her ne kadar Türklerin kullandıkları yazı sistemi ile ilgili yedinci yüzyıl öncesine dayanan somut bilgilere sahip olmasak da tarihin çeşitli dönemlerinde var olan Türk devletleri, Türklerin yazıyı kullandıklarına işaret etmektedir. Bunun yanında ilk olarak Göktürkler dönemindeki dil yadigârları oldukça iyi işlenmiş bir edebî dilin güzel birer örnekleridir. Öyle ki bu dil yadigârlarında kimi zaman şiirsel ifadelerle bile karşılaşırsınız. Bu kadar iyi işlenmiş bir dilin ve bu dili yansıtan yazının bir anda ortaya çıkması mümkün değildir. Bu dilin ve dili kayıt altına alan yazının çok derin bir geçmişe sahip olduğu aşikârdır.
Dede Korkut, eski Türk toplumunda ozanlar pîri olup ve Dede Korkut Kitâbı adı ile bilinen destani Oğuz hikâyelerinin müellifidir.
Bazen Korkut, bazen de Korkut Ata şeklinde kayıtlarda geçen isim, efsanevi Korkut'un yaşlılığını vasıflandırmak için dede kelimesiyle de kullanılmıştır.
Türk dünyasının artan değeri olan Dede Korkut veya Korkut Ata; bir bakıma eski Türkler'de toplumun irfanının, devletin derin akıl ve akil Adam'ının, geçmişin sadâsının, geleceğin sesinin sembolüdür.
Türkistan 1925 yılından beri Sovyet terminolojisinde 'Orta Asya ve Kazakistan' olarak geçmektedir. Türkistan'ı halkların karışabileceğini ispatlamak için bir deney sahası olarak göstermek isteyen Rusya, bu ülkenin ismini reddederek Türkistanlılar arasındaki aynı millete mensup olma şuurunu yok etmek istemekte, Türkistan'ı Rus sömürgeciliğinin temel unsuru yapma gayretleri içinde 'Türkistan' isminin kullanılmasına hiçbir şekilde tahammül edememektedir.
“Türkistan 1925 yılından beri Sovyet terminolojisinde ‘Orta Asya ve Kazakistan’ olarak geçmektedir. Türkistan’ı, halkların karışabileceğini ispatlamak için bir deney sahası olarak göstermek isteyen Rusya, bu ülkenin ismini reddederek Türkistanlılar arasındaki aynı millete mensup olma şuurunu yok etmek istemekte, Türkistan’ı Rus sömürgeciliğinin temel unsuru yapma gayretleri içinde ‘Türkistan’ isminin kullanılmasına hiçbir şekilde tahammül edememektedir. Hayret verici ve yanlış bir şekilde bazı batılı araştırmacılar da 1950’den bu yana, bir Sovyet tabiri olan Orta Asya’yı kullanmakta, böylelikle batı kamuoyunda ve İslam âleminde ‘Türkistan’ kelimesinin unutulmasını sağlayarak Sovyet görüşüne hizmet etmektedirler. Türkistan, Orta Asya’yı meydana getirmemekte; Orta Asya topraklarının içinde bulunmaktadır…”
İslam öncesi Türk tarihine toplu olarak bakıldığında elliden fazla devlet kurulduğu görülür. Bunların bazısı aynı çağda fakat ayrı coğrafi mekandadır. Bu, hiçbir kavmin gerçekleştiremediği bir durum, hayalinde bile zorlanılacak bir gerçekliktir.
İslam öncesi Türk tarihine toplu olarak bakıldığında elliden fazla devlet kurulduğu görülür. Bunların bazısı aynı çağda fakat ayrı coğrafî mekandadır. Bu, hiçbir kavmin gerçekleştiremediği bir durum, hayalinde bile zorlanılacak bir gerçekliktir.
Dünya tarihinde hiçbir milletin bu kadar geniş bir alana hükmettiği görülmemiştir. Fakat ne var ki, dünya fethine girişen kavimlerin yarısına bile erişemediği bu geniş coğrafi mekan, Türk tarihinin gereği gibi incelenmesinde büyük zorluklardan birini oluşturmaktadır.