Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama

Faruk Taşçı

Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama Posts

You can find Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama books, Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama quotes and quotes, Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama authors, Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama reviews and reviews on 1000Kitap.
Engellilik ile yoksulluk arasındaki ilişkide ikinci görüş, birincisinin tersini söylemektedir: Yoksulluk, engelliliğe sebep olmaktadır, yani engellilik bir sonuçtur. Buna göre yoksul olmak, kötü beslenme, zor ve tehlikeli işlerde istihdam edilme, sağlık hizmetlerine erişmede sorunlar, doğum öncesi-sonrası bakım yetersizliği gibi risklerle muhatap olmak anlamına gelebilmektedir ki, bu durum engellilik kapısını da aralayan bir özelliğe sahiptir. Dolayısıyla yoksul olmak demek, sağlıksız olabilmek demektir. Zira yoksulluk yetersiz beslenmeden dolayı hastalıklara ve de kronik hastalıklar ve dolayısıyla engelli olabilmeye kapı aralamaktadır. Yapılan araştırmalar da engellilerin çoğunun toplumlardaki yoksul kesimler den olduğunu göstermektedir.
Sayfa 160Kitabı okudu
Örneğin Norveç istihdam öncesi eğitim (train to place) adı altında bu yöntemi uygulamaktadır. Bu yöntemle, engelliler, açık piyasaya girmeden önce, ayrı bir plan dâhilinde eğitim almaktadırlar. Bunu besleyen bir yöntem olarak ise "arbeid med bistand" adlı bir girişim ile engelli kişilere meslek koçluğu yapılmaktadır. Meslek koçları, engellilere iş bulmada ve bulduktan sonra çalışma konusunda yardımcı olmaktadırlar.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Engelliler için müstakil özel eğitim okulları kurmak da sorunlu olabilmektedir. Bu görüşe göre, engellilere ayrı müstakil okul açmak, onları toplumdan daha fazla dışlamak anlamına gelmektir. Çünkü engelli olmayan çocuklar ile engelli çocuklara ayrı ortamlarda eğitim vermek, belli bir müddet sonra engelli olmayan çocukların engelli ço cuklara nasıl davranacaklarını bilmeme ve nihayetinde sosyal dışlamaya tabi tutabilme riski demek olacaktır (Çarkçı, 2011: 59)
Sayfa 153Kitabı okudu
Türkiye'de üniversite sınavlarında engellilere yönelik adımlar, bu minvalde sayılabilmektedir. Bu bağlamda görme en gellilerin sınavı braille alfabesi ile yazılmış sorular ile ve 30 dakika ek süre ile yapılmaktadır, ortopedik engelliler için asansörlü binalar ayarlanmaktadır ya da zemin katta sınav yapılmaktadır. Ve nihayetinde engelli öğrencilere ek puan Verilmektedir (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2014: 4)
Sayfa 152Kitabı okudu
Yaşlılara bakım hizmeti görmenin zıddı olarak "kendi başlarına terk edilme" ile muhatap oldukları bilgisi bulunmaktadır. Örneğin Amerikan Yerlileri, kabilelerinin uzak kesimlerine yaşlıların ölüme terk edildiği özel kulübeler yapmışlardır. Eskimolar da kendine bakamayan yaşlılar için büyük kar kütleleri arasına terk etme veya eskimo kayığı içinde yalnız bırakma yoluna gitmişlerdir. Uganda İkleri, kıt kay- naklar olduğunda yaşlıları açlıktan ölmeye terk etmişlerdir. Benzer şekilde Kuzey Avrupa'daki Lapps'lerde, kabilenin başka bir yere göçü sırasında hasta veya çok yaşlılar ölüme terk etme vardır.
Zira günümüzde "tecrübe işe yaramamaktadır. Halbuki geçmiş toplumlarda yaşlı, tecrübesinden dolayı yönetmeye layık kişi olarak addedilmektedir ki "yaşlılar hükümeti" ya da "yaşlılar yönetimi" şeklindeki kavramlar, bunun için kullanılmaktadır. Dolayısıyla geçmiş toplumlarda sahip oldukları bilgiye istinaden yaşlı kıymetlidir; tecrübeleri, tarımda, zanaatta, barınmada ve birçok konuda bilgi aktarımı sağlamaktadır. Fakat bilim ve teknolojinin de gelişmesi ile "hafıza depolayıcı aletler", yaşlıların yerini almaya başlamıştır. Böylece yaşlılar değersiz hale gelmiştir. Dolayısıyla, Sennett'in "yeni kapitalizm", Berman'ın "akışkan modernlik" olarak nitelendirdiği günümüz dünyasında, "tecrübe" önemini yitirmektedir. Çok hızlı bir değişim olduğu bu dönemde, insanların devamlı kendilerini yenilemeleri gerekliliği üzerinde durulmakta; bu nedenle tecrübe geçmişteki mana ve önemini kaybetmektedir.
Reklam
Yaşlılar köyü, yaşlılar için diğer bir bakım modelidir. 1919 yılında ilk kez Kopenhanda uygulanan yaşlılar köyü, 1920 yılında Londra'da hizmete girmiş- tir. Yaşlılar köyü, yaşlıların müstakil kaldıkları ya da birkaç kişinin bir arada kaldığı dairelerden oluşmaktadır ve konutlar geniş bahçe içerisinde yapılmış- tır. Buralarda sosyal tesislerin yanında, sağlık birimi ve spor alanları da bulun- maktadır. Türkiye'de 1990 yılları ortasında İzmir Urla'da bir vakıf tarafından böyle bir köy kurma girişimi olmuştur, ancak ekonomik imkânsızlıklardan dolayı faaliyete geçilememiştir.
.... Bebek patlaması....... ...... Yaşlı patlaması........ Dünya genelinde 1998 yilinda ilk kez yaşlı nüfus, genç nüfusu aşmıştır.
Faizden kökünden kurtulmanın yolu, sosyal dayanışmanın güçlendirilmesinden geçmektedir; çünkü faiz, sosyal bir hastalıktır. Tekelcilik, esasında faizin bir yan ürünüdür: faize dayalı iktisadi yapının sonucudur ve İslam'da tekelcilik haramdır. ... Örneğin 1.dünya savaşı yılları döneminde Brezilya'da fiyatlar düşer de kapitalist tekel sahipleri zarar görür diye , 4 milyon çuvallık fazla KAHVE ürününden kurtulmak için kahveler yakılmıştır. ... ... Ayrıca tekelcilik demek ülkenin kendi kaynaklarına erişememesi demektir. ... ... ... tekelciliğin sonuçlarından biri olan ''Stokçuluk'' tur ve ''spekülatörlük'' tür. Stokçuluk İslam'da Haram kılınmıştır, yasaklanmıştır. ... piyasadaki yiyecek ve diğer malları satın alıp depolamak ve böylece piyasada açlık ve pahalılık meydana getirmektir.'' ... bu yasaklanmış ve lanetlenmiştir. ...
Sayfa 31 - KAKNÜSKitabı okudu
... Örneğin Romanlar için ''okumak ya da mesleki eğitim'' in zaman kaybı olarak addedilmesi, eğitime önem vermeme kültürü bağlamındadır. (Piirainen,2016:18). Nihayetinde bu durum yoksulluğu kronikleştiren bir mahiyet taşımaktadır.
Sayfa 15 - KAKNÜSKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.