Ekonomik ve toplumsal gelişmenin ilk şartı siyasal bağımsızlıktır. Yani, önce sömürge durumunda bulunan ülkelerin sömürge olmaktan çıkması, sonra da emperyalizme bağlı ve onunla işbirliği yapan siyasal örgütlerin ve toplumsal sınıfların iktidarlarının tasfiyesi.
Sosyalist planlama, toplumun çeşitli üretim kollarına ayrılması gereken çalışma zamanını ve üretilen her birimin toplumsal maliyetinin ne olması gerektiğini önceden hesaplamak için, insanlığın giriştiği ilk çabadır.
Tarih sürüp giden bir hareket olduğundan, gözönüne alınan her tarihi devre asla homojen değildir; O, daima bir geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman karışımıdır.
Kapitalizm, gördüğümüz gibi bir pazar ekonomisidir, yani üretim, üreticiler tarafından tuketilmeye değil, bir mal olarak sarılmaya ayrılmıştır. Bu demektir ki, bizzat üretici bile ihtiyaçlarını ancak piyasaya başvurmak suretiyle karşılayabilir.
Kitap önce Kapitalizmin ne olduğunu, tarihsel olarak gelişimini, olumsuz yönlerini anlatıyor. Ardından, sosyalizmin bir başarısı olarak Devlet ekonomisinin ortaya çıkışını, sosyalizme geçiş aşaması olduğu vurgulanan devlet ekonomisinin fayda ve zararları anlatılıyor. Kapitalizm, devlet ekonimisi ve ulus bilincinin var olduğu sürece insanlığın
Demek oluyor ki devlet ekonomisinin ilk ve bütün ötekilere egemen olan sonucu SAVAŞtir. sürekli bir savaş tehdidi, her zaman için patlayabilecek bir savaş tehdididir, dolayısıyla her ulus buna hazırlanmak zorundadır.