Cengiz Kılçer’in ‘Sosyalizm Sanat Edebiyat’ kitabı ise elimize basitçe bir roman alıverip okumak, bir sergide bir resme bakmak, bir performans izlemek, bir müziği zahmetsizce seçip dinlemek, kısacası “sanat ürününü” veya büyük adıyla “sanat eserini” hayatımızda kendimizin adlandırdığı bireysel rolüyle değil, üretildiği yerin hayatımızdaki rolüyle ele alıyor. Sanat eserinin şirket salonlarındaki dekoratif rolü ile insanlık değeri olarak dağın zirvesine yerleştirdiğimiz anlamı arasındaki ilişkiyi sorguladığındandır ki “Sanat oradan bakınca ideolojisiz, özerk ve tarafsız mı görünüyor?” sorusunu soruyor Cengiz Kılçer. Ve cevapları hem geçmişten hem de günümüzden çoğaltıyor. Pek çok cevap, tek bir çıkış yolu…
Sosyalizm Sanat Edebiyat kitabı, sosyalizm ve “diğerleri” arasında kalın bir çizgi çekiyor.