Peki nasıl oluyor da, bugün sosyalizmin tek bir ülkede, ya da birbirinden koparılmış tek tek ülkelerde, ulusal temellerde kurulamayışına bakarak, marksizmin ya da sosyalizmin iflasından söz ediliyor?
Antik Yunan'dan beri bildiğimiz bir özdeyişi hatırlamakta yarar var: "Aynı derede iki kere yıkanamazsınız". Kuşkusuz bu, ikinci seferde hem kendimizin hem de derenin değişmiş olacağını hatırlatmak için söylenmiş.
Onlar açısından sorun insanlığın sorunlarına çözüm getirmek değil, insanlığın karşısındaki bütün sorunların kaynağı olan kapitalizmin ne pahasına olursa olsun yaşatılmasını sağlamaktı.
Victor Serge, bundan altmış yıl önce, Stalin'in yönetimi altındaki SSCB'nin durumuna bakarak Bolşevizm hakkında değerlendirmelerde bulunanlara isyan etmekten kendini alamıyordu: "Bu, otopsinin cesette bulduğu ölü hücrelere bakarak canlı bir insanı değerlendirmektir!"
Kapitalizm, tam da onun ilerletici özelliklerinden, özellikle de üretici güçleri geliştirme yeteneğinden doğan tahripkar potansiyeli, insanlığı yol ayrımına götürmektedir: Ya sosyalizm ya barbarlık.