Sosyoloji Divanı 21.sayı Dosya: Aile

Kolektif

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kadın özgürlüğü, kadın hakları, kadının güçlendirilmesi gibi kavramlara dayanan feminist mücadelenin amaçlarına ulaşmak için ümidini biyoteknolojinin imkanlarına bağlaması şaşırtıcı değildir. Firestone'nun da açıkça ifade ettiği gibi feminist söylemin “eşitlik” umudunu biyolojiden ve doğal evrimsel süreçten beklemek nafiledir: “yapılması gereken şey, doğal dengenin yerine insancıl, yapay (insanların yarattığı) bir denge kurabilmek için devrimci bir çevrebilim programı hazırlamak, böylece deneysel bilimin ilk amacını, maddenin insan denetimine sokulmasını, gerçekleştirmektir.” (Firestone, 1979, s. 232).
Sayfa 39 - Mücahit GültekinKitabı okudu
Baba, oğul sayesinde ahlaki bir bilinç sahibi olur. Başka bir deyişle ahlaki bilincin gelişim uğraklarının en önemlisi şüphesiz baba olmak, bir çocuğa sahip olmaktır. Ahlaki bilinç Levinas için sorumluluk duymak, sorumluluk sahi bi olmaktır. Nitekim ülkemizde yapılan çoğu çalışmada da babaların en temel görevi sorumluluk olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sorumluluk genel olarak maddi unsurların sağlanması anlamında anlaşılsa da baba kendinden olan aracılığı" la dışlaşarak bir öteki mevcuda getirir ve bu ötekiyi öldüremiyor oluşu aslın da tüm ötekileri öldüremeyeceğine dönük bir ilkeye dönüşür. Dolayısıyla babi olmak sorumluluk ahlakına sahip olmaktır.
Reklam
Uzmanların tahakkümü altında oluşturulan bir Z kuşağının yaşam dünyasının sonuçlarını henüz test etmemiş olmakla birlikte duygucu bır ahlak yapısına sahip olduklarını söyledik. Ayrıca bu yaşam dünyası ötekine kapalılığın merkeze konduğu bir yaşam dünyasıdır da. Bu bağlamda babaların, aynılaştına, ötekinin dışlandığı bir kendine-kapalılıktan çocuklarını ve kendilerini kurtarabilecek bir yaşam dünyası inşasına girişmeleri elzemdir. Böyle bir şey ancak ve ancak sorumluluğu üstlenmeyle olur. Aslında bunun örnekleri kadim kültürümüzde oldukça yaygındır: Bir çocuk ahlaksızlık yaptığında sorumlu tutulan kişi babası ya da ailesi olurdu. Oysa bunu çoktandır unutmuş durumdayız.
Sayfa 87 - Mehmet Fatih GüloğluKitabı okudu
Ailede eşlerin birbirine sadakat ve bağlılığını sağlayan değerlerin başında da ırz ve namusların korunması gelmektedir. Bu hem kadın hem de erkek için geçerlidir. Her ne kadar geleneksel toplumlarda namus, daha çok kadınla özdeştirilse de, yani namus sadece kadına ait bir değer olarak görülse de, esas olan eşlerin birbirlerine olan sadakat ve bağlılıklarıdır. Eşlerin her ikisi de birbirlerine sadık olmaları bir zorunluluktur.
Sayfa 24 - Ertan ÖzenselKitabı okudu
Mahoney vd. (2008) çiftlerin dindarlığının yüksek olmasının boşanma riskini azalttığını, uzun süreli ve iyi ilerleyen bir evliliği kolaylaştırdığını ifade etmişlerdir. Marks (2005) Hristiyan, Yahudi, Müslüman ve Mormon dindar çiftlerle yaptığı çalışmada dindarlığın evlilik süresini uzattığını tespit etmiştir. David ve Stafford (2015) 342 evli çiftten elde etiği veriler üzerinden ilişkisel bir model geliştirmiş ve bu modelde Tanrı ile bireysel ilişkinin, evlilik kalitesi için etkili olduğu, bu ilişkinin eşler arası dini iletişimde kendini gösterdiğini bulgulamıştır. Heaton ve Cali (1997) 4587 çifti içeren araştırmada, ayrılık oranlarını incelemek amacıyla çiftleri 5 yıl boyunca takip etmiştir. Çalışma sonucunda kiliseye düzenli katılımının evlilik istikrarında önemli payı olduğu bulunmuştur. Dindar bireylerin boşanma konusunda olumsuz tutum sergilemesi ve evliliklerini sürdürmek için fedakarlık yapmaya istekli olmaları da evlilik sürecini uzatmaktadır (Austin, Macdonald ve MacLeod, 2018). Dini gelenekler genellikle sevgi, bağlılık, sadakat, affedicilik gibi evlilik kalitesi ve istikrarında önemli rolü olan değerleri vurgular. Bu degerler bireyin hayatına geçtiği takdirde dindarlık evlilik doyumunu artırmakta, daha istikrarlı evlilik tabloları karşımıza çıkmaktadır.
Sayfa 59 - Meryem ŞahinKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.