"Dünyaya hükmeden, talih değildir. Bu, kendilerini belirli bir planda yönettiklerinde sürekli bir refah, başka bir planda yönettiklerinde kesintisiz bir gerileme içinde olan Romalılara sorulabilir. Her monarşide onu yükselten, koruyan ya da alaşağı eden gerek moral gerek fiziki genel nedenler vardır. Bütün hadiseler bu nedenlere boyun eğerler. Eğer bir savaş ihtimali, yani özel bir neden, bir devleti yıkıyorsun, bu devletin tek bir savaşla yok olmasını gerektirecek genel bir neden var demektir. Tek bir sözcükle, esas gidişat kendisiyle birlikte tüm özel hadiseleri de sürükler."
Montesquieu, Romalıların Büyüklük ve Çöküş Nedenleri Üzerine Düşünceler adlı eserinde şöyle yazar:
"Dünyaya hükmeden, talih değildir. Bu, kendilerini belirli bir planda yönettiklerinde sürekli bir refah, başka bir planda yönettiklerinde kesintisiz bir gerileme içinde olan Romalılara sorulabilir. Her monarşide onu yükselten, koruyan ya da alaşağı eden gerek moral gerek fiziki genel nedenler vardır. Bütün hadiseler bu nedenlere boyun eğerler. Eğer bir savaş ihtimali, yani özel bir neden, bir devleti yıkıyorsa, bu devletin tek bir savaşla yok olmasını gerektirecek genel bir neden var demektir. Tek bir sözcükle, esas gidişat kendisiyle birlikte tüm özel hadiseleri de sürükler."
Montesquieu'nün sosyolojik düşünceye ilham veren bakış açısı işte bu pasajda gizlidir: İlk bakışta tesadüfi gibi görünen olaylar dizisinin ardında, hadiselerin istikametini belirleyen bir nedensellik ilişkisi yatmaktadır.