Bana hiçbirşey borçlu değilken bana bağışladıkları için Tanrıya minnettar olmam, ve onu bana bağışlamadığı başka şeylerden yoksun bırakmakla ya da onları benden haksız olarak almakla itham etmemem gerekir.
Anlamı bir şifrenin arkasında gizlenen bir yazıyı okumak istersek, burada bir düzenin görünmemesine karşın gene de imgesel bir düzen yaratırız, ve bunu hem tek tek harfler, sözcükler ya da tümceler konusunda taşıyabileceğimiz tüm önyargıları sınayabilmek için hem de onları toparladığımız zaman onlardan çıkarsayabileceğimiz herşeyi sıralayabilecek bir yolda düzenleyebilmek için yaparız. Böyle durumlarda herşeyden çok rasgele ve yöntemsiz bir yolda tahminlerde bulunarak zamanımızı boşa harcamamaya dikkat etmeliyiz; çünkü çözümün sık sık yöntem olmaksızın şanslı insanlar tarafından belki de kimi zaman yöntemle olduğundan da çabuk bulunabilmesine karşın, gene de böyle bir işlem yolu anlığın ışığını zayıflatarak insanları boş ve çocuksu olana alıştırabilir, ve böylece daha sonra anlıkları şeylerin yüzeyine sarılarak onun altına işleme yeteneğini yitirir. Ama bu arada kendilerini yalnızca yüksek ve ciddi şeylere verip de yıllarca zahmetten sonra umut ettikleri derin bilgiyi değil ama yalnızca kafa karışıklığı bulanların yanılgılarına da düşmemeliyiz.
Öyle bir ansal yatkınlık ile doğmuş olmalıyım ki, bana her zaman en yüksek anlıksal doyumu veren şey başkalarının uslamlamalarını dinlemek değil ama bunları kendi öz çabalarım yoluyla bulmaktır. Beni daha gençliğimde kendimi bilime vermeye götüren şey yalnızca ve yalnızca bu olduğu için, ne zaman herhangi bir kitap başlığı bende yeni bir buluş beklentisi yaratsa, okumayı daha öte sürdürmeden önce belli bir doğuştan kavrayış keskinliği aracılığıyla benzer şeyleri başarıp başaramayacağımı dener ve kitabı apar topar okumanın beni bu zararsız hazdan yoksun bırakmamasına dikkat ederdim.