Söylemeyeceğine Söz Ver Posts
You can find Söylemeyeceğine Söz Ver books, Söylemeyeceğine Söz Ver quotes and quotes, Söylemeyeceğine Söz Ver authors, Söylemeyeceğine Söz Ver reviews and reviews on 1000Kitap.
Yemin ederim ki. Göğsünde duruyor."
"Büyük ihtimalle bir patatestir!" diye fikir yürüttü Sam.
"Benim görebildiğim kısmı siyahtı," dedim.
"Çürümüş bir patates
Böylece, Del ile olan dostluğumun bana nasıl Ellie ve Sam'in arkadaşlığım kazandırabileceğini görmüştüm. Onlarm, zincirin kayıp halkası gibi, içine girmeyi, aralanna karışmayı hayal ettiğim geniş bir arkadaş grubu vardı. Ve kendi kendime, bunun için illa Del'e ihanet etmem gerekmediğini söyledim. Onlara anlatacağım hikâyeleri pekâlâ uydurabilirdim. Aralara bir iki parça gerçek serpiştirirdim, ama çoğunlukla onlara esas duymak istediklerini
on iki yaşındaki bir çocuğa hesap vermek zorunda gibi hissediyordum. Bu nasıl olmuştu? Ve neden son zamanlarda Opali görmek beni huzursuzlaştı- rıyordu? Sanırım bütün bunlar onun Del hakkında sorduğu sorular yüzündendi, onları cevapladıkça geçmişi, hayatımın bir daha hiç açmamak üzere kapattığım bir bölümünü hatırlamak zorunda kalıyordum. Üstelik Opal'e baktığımda, bazen neredeyse Dell gördüğüme emin oluyordum. Sanki bu konudaki takıntısı, Opal'i o ölü kız haline getiriyordu. Delice, biliyorum, ama böyle görünüyordu.
"Hey, model uçak nasıl gidiyor?" diye sordum.
"Harika! Gövdesini bitirdim, bu da işin en zor kısmıydı zaten."
Bir an etrafındaki odaya bakındı, sonra bir anda esas gelme sebebi olan konuyu açıverdi.
"Delin, büyükannem ve büyükbabam yüzünden benim peşimde olup olmadığını düşünüyordum. Belki onlar bir şekilde onun cinayeti ile alakalıdırlar."
Gülmeme engel olamadım. Bu gergin bir kahkaha} dı, ama içtendi.
"Doe mu? O Dell neredeyse tanımıyordu bile. Üstelik tanığım en barışçıl insandı. Bir keresinde bahçedeki bir solu- cam kürekle yaraladı diye oturup ağlamıştı. Büyükbabansa,
113
Akşam yemeği yedikten ve anneme yatıştırıcılarını verip onu yatırdıktan sonra, Opal geldi.
"Bugün Nicky Griswold un kamyonunu gördüm burada," dedi.
"Merhaba demek için uğradı." Sesim biraz savunmacı çıkmıştı. Lanet olsun, kendimi
Daha önce de dediğim gibi, birini bir kere sevdiğimde, bu hayat boyu sürüyor. Her şeye rağmen. Delice, biliyorum.
Başımı sallayarak onayladım, sanki suçlamyormuşum gibi
hissetmiştim. "Aynı sınıftaydık, ama tam olarak arkadaş sayılmazdık. Onu çok az tanıyordum." Eski yalan dudaklarımdan kolayca dökülmüştü, en son söyleyişimin üzerinden uzun
yıllar geçmiş olsa d
Cesedin aynı diğer kızınki gibi olduğunu söylüyorlar.
Aynı kesikler. Çıplak," diye belirtti adamlar
"Mike Shane'i öpmek diyorum."
"Herhangi bir oğlanı öpmek gibiydi sanırım/
"Çok oğlan öptün mü?"
Rahat bir tavırla omzunu silkti ve gömleğinin kollarını sıyırdı. Sağ kolu bir önceki gün olmadığına em in olduğum mor
çürüklerle doluydu.
Annem bana doğru döndü. "Beni aç bırakıyorlar," dedi.
Sadece baktım. Yüzünün etrafında ton balığı parçalan vardı.
' \ \\ \: 'Seni biliyorum," dedi gülümseyerek.
‘ ■ ,j;- ’ | 'j',- f , [ y ■11 ! . ' I ' • j ’V :' •' A'' ' 'v1 ' • 1 \ f ' ' • ' i ', " ' 1 \ S !' \ ‘
Karmm agndı. Kulübeden kaçıp gitınemek, bir çizgi film
karakteri gibi ayaklarımı hızla döndürerek kiralık arabama
atlayıp Seattle'a giden ilk uçağa atlamamak için kendimi zor
tutuyordum. Anneme yıllardır yakın değildim, ama onun
■ « : ' i,
Sayfa 43Kitabı okuyor
Gabriel, seksen iki yaşında olmasına rağmen hem fiziksel
hem de zihnen hâlâ çok iyi durumdaydı. Yuvarlak gözlükleri,
Sayfa 36Kitabı okuyor