Söyleyemediğimiz Şeyler
Kelly RimmerSöyleyemediğimiz Şeyler Posts
You can find Söyleyemediğimiz Şeyler books, Söyleyemediğimiz Şeyler quotes and quotes, Söyleyemediğimiz Şeyler authors, Söyleyemediğimiz Şeyler reviews and reviews on 1000Kitap.
Dudaklarından dökülen kelimeler anlamadığım bir dildeydi fakat o anda geleneklerimizin bir anlamı yoktu, kaybının derinliği bütün farklılıklarımızı aşmıştı. Yahudi ve Katolik değildik, kadın ve erkek bile değildik, sadece insanlık dışı bir eylemin yasını tutan iki insancıktık.
Elini sıktım, titrek bir nefes aldım, ardından gözlerimi kapattım. Bir bakıma kaybedecek hiçbir şeyim olmadığını hissediyordum fakat kaybedecek bir şeyim vardı ve o şey hemen yanımda oturmuş, kaçmayı denemek için bana yalvarıyordu.
Derin bir nefes alıp bütün bu çirkinlikler ve savaş sona erdiğinde paylaşacağımız görkemli hayat hakkındaki konuşmalarla beni alıp götürmesine izin verdim.
Orada huzurlu bir sessizlik içinde uzun bir süre öylece oturduk. Uzayıp giden dakikalar boyunca dünyada ihtiyaç duyduğum her şeye tekrar sahiptim ve ömrümde ilk kez bu kadar mutluydum. Çok geçmeden gerçeğin gölgesi üzerimize düştü çünkü ne kadar çok istesem de sonsuza dek onunla bu şekilde kalamazdım.
Bir gün, dikkatini yalnızca hayatta kalmaya odakladığımız için minnettar olacaksın. Bir gün, kızım, bütün bu acılar yalnızca hatıralarında kalacak ve özgür olacaksın."
Bazı haftalarda yalnızca siyah boyalarla bastıra bastıra çizim yapardı. Ne çizdiğinin bir önemi yoktu, hediyesini daima şaşkınlık ve memnuniyetle karşılardım, bunun karşılığında da onun gülücüğüyle ödüllendirilirdim. Çoğu pazar, Emilia'nın ışıl ışıl gülümsemesi haftamı aydınlatan tek şey olurdu.
Edison Michaels, hüsranı, tanıdığım herkesten daha iyi anlıyordu. En ufak belirtilerini bile fark ederdi çünkü hüsran, hayatının her yönünü tanımlıyordu.
Kendimi bütün bu olanların dışında hissediyordum; güneşli bir günde, iyi bildiğim ve güzel olması gereken bir yerdeydim fakat hiçbir şey güzel görünmüyordu, hiçbir şey artık tanıdık da gelmiyordu.
İşgalin ailelere yaptığı şey buydu işte; bir veda, bir açıklama olmadan onları paramparça ediyordu.