Üstat hazretleri,güzelliği ikiye ayırır:Bizzat güzel ve neticeleri itibariyle güzel.Sıhhat bizzat güzeldir,hastalık ise neticesi itibariyle güzeldir.Zira hastalık insana aczini en ileri derecede hissettirir ve onu Rabbine sığınmaya götürür.
Dinde lakayt dünyaya aşırı derecede meftun olmuş ve sefahate girmiş kimselere dinî hükümlerin ağır gelmesi, yükün ağırlığından değil, taşıyıcının zafiyetindendir.
Siz yemeğin tadını da gözünüzle göremiyorsunuz. Onu görmenin alameti dildir. Siz aklın ve kalbin görevini göze yüklemekle kendinizi büyük bir tehlikeye atıyorsunuz. Anlamak aklın ve kalbin görevleridir. Görme, sadece bir yardımcıdır, bir alettir.
İnsan kâinatın meyvesi olduğundan kâinatın her şeyine muhtaçtır. Bu meyve, ahiret yolcusu olduğu için de ihtiyaçları bu dünya ile sınırlı kalmaz, ebede uzanır.
"Dünya ahiretin tarlasıdır." Bu tarlaya "zaman" ekilmekte karşılığında "ebediyet" elde edilmektedir. Ekilen tohumların hayır ve şer olmasına göre, ebediyet de "cennet veya cehennem" olarak ortaya çıkacaktır.