Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Etimoloji: Kelimenin Yara Olduğunu Öğreten Bilim

Sözün Başladığı Yer

Erhan İdiz

Sözün Başladığı Yer Gönderileri

Sözün Başladığı Yer kitaplarını, Sözün Başladığı Yer sözleri ve alıntılarını, Sözün Başladığı Yer yazarlarını, Sözün Başladığı Yer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bedava
Aslında "rüzgârın getirdiği" demektir. Farsça bad "rüzgar" ve avardan "getirmek" sözcüklerinden oluşuyor. Karşılıksız bir şeyi vurgulamak için çok güçlü bir benzetmedir. Karşılıksız olanın değeri var mıdır, ya rüzgâr getirdiği gibi götürürse?
Sayfa 133 - Profil Kitap
ENANİYET
Benlik, bencillik, egoizm demektir. Enaniyet sahibi insan her zaman "ben" der ve her şeyi kendine çekmek ister. Arapça ene "ben" kökünden gelen sözcük enayi ile akraba. Birbirine bu kadar uzak görünen iki sözcüğün bu kadar yakın olması... Herhalde hep "ben" demek de bir tür enayilik.
Sayfa 131 - Profil Kitap
Reklam
Mültefit
Kibar, ilgili ve nazik davranan kimsedir. İltifat ile aynı kökten olan sözcük, dilimize Arapçadan girmiştir. "Psikopatlar iyi hatiptir, sadistler tatlı dilli, caniler mültefit." (Ruhi Mücerret / Murat Menteş)
Sayfa 128 - Profil Kitap
"Ağzımızdan çıkan söz, bir yara açıyorsa kelime sayılıyor."
Dilnişin
Gönülde yeri olan, sevilen demek. Farsça dil "gönül" ve nişin "oturan" sözcüklerinin birleşiminden oluşuyor. Uzun yıllar İstanbul Boğazı'nda salınıp giden emektar vapurun adıdır aynı zamanda.
Sayfa 124 - Profil Kitap
Patik
Yumuşacık, çocuk ayakkabısıdır. Dilimize Yunancadan giren sözcük, patika ve paten ile akraba. Dünyanın en kısa öyküsü olduğu söylenir: "Satılık bebek patikleri, hiç giyilmedi." (Hemingway)
Sayfa 125 - Profil Kitap
Reklam
Arapçada bilmiyorum demektir. Türkçede yazarı belli olmayan eserler için de "lâedrî" sıfatı kullanılır. "Lâedrî, ilmin yarısıdır" der eskiler. Yani bilmiyorum (diyebilmek) ilmin yarısıdır.
Sayfa 124 - Profil Kitap
Hemdem
Aynı ânı, aynı nefesi paylaşan demektir. Dost, sevgilidir. Yalnızca yanında olan değil, hâlinden anlayandır. Farsça hem "-daş" ve dem "nefes, zaman" sözcüklerinin izdivacından doğmuştur. "Derdinle hemdem olmayan bir kimseye, Ne gönlün yanışı tesir eder, ne de sazın iniltisi." (Bârika / Yavuz Sultan Selim)
Sayfa 121 - Profil Kitap
11. SERBEST Farsça ser “baş” ve best “bağlı”dan geliyor. Aslında başı bağlı, istediği gibi hareket edemeyen demektir. Türkçede, kendine has, istediği gibi davranabilen anlamını kazanmıştır. Kim bilir, belki de bağlanmak en büyük özgürlüktür
Ehvenişer
Kötü seçenekler arasında diğerlerine nazaran daha iyi olan demektir. Arapça ehven "daha zararsız" ve şer "kötülük" kelimelerinden oluşmuştur. "Tercihe şayan olan gene mi ehvenişer? Beşer şaşar, tamam da, bunca dibe mi düşer?" (Derde Deva Randevu / Murat Menteş)
Sayfa 107 - Profil Kitap
Reklam
Ev
İçinde yaşanılan yer, konuttur. Sözlüklerin neredeyse tamamı evi tanımlarken "ailenin yaşadığı..." ifadesini kullanmış. Zira evi dört duvardan, konuttan ayıran, içinde bir ailenin barınmasıdır. Arapçadaki beyt "ev" sözcüğü de hem evi hem aileyi tanımlamaktadır. Ev insanın kendi içidir. Eve dönmek, insanın kendisine dönmesidir, kendini araması... Uzun bir yolculuğu güzel kılan da eve dönmektir. Zira ev yoksa yolculuk da yoktur. Ne diyordu şair: "Eve dön, kalbine dön, şarkıya dön." (İsmet Özel)
Sayfa 107 - Profil Kitap
Kelime
“Arapça yara, iz demektir. Eğer lafız bir anlam taşıyorsa ve muhatapta bir iz bırakıyorsa buna kelime denir. Yani, ağzımızdan çıkan söz bir yara açıyorsa kelime sayılır.”
Sayfa 13
Kelime
Arapçada yara, iz demektir. İnsanın çıkardığı ses için, atmak anlamına gelen lafız sözcüğü kullanılır. Eğer lafız bir anlam taşıyorsa ve muhatapta bir iz bırakıyorsa buna kelime denir. Kelime; iz bırakmak, çizik atmak, yara açmaktır. Ağzımızdan çıkan söz, bir yara açıyorsa kelime saylıyor
Sayfa 13 - Profil KitapKitabı okudu
Sevgili/Yâr/Manita/Flört
Sevgili Türkçede sevilen, muhabbet duyulan; yâr Farsçada yardımcı, dost demektir. Manita, İtalyanca el altındaki kadın; flört ise İngilizce işve, oynaş anlamına gelir. Kelimeler toplumun aynasıdır ve hangi aynadan kendinize bakacağınızı siz seçersiniz.
Sayfa 104 - Profil Kitap
Meczup
Günümüzde hakaret maksadıyla kullanılsa da muhteşem bir sözcüktür. Birine/bir şeye âşık olan, ona doğru çekilen kimsedir. Yani cezbeye kapılan, kendinden geçen, pervane olan... Allah aşkıyla dengesini yitirene de meczup denir. Arapça sözcük, cazip ve cazibe ile aynı köktendir. İnsanın değeri sevdiğiyle ölçülür. Siz neyin meczubusunuz?
Sayfa 103 - Profil Kitap
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.