Struma, ne kadar hüzünlü bir gerçek. Serenad ile ilk duyduğumda, ilk okuduğumda gerçek olabileceğine inanamamıştım bu hikayenin . Çünkü bizim tarihimizin bir gerçeği olsa, duyardım, okurdum, dinlerdim birilerinden değil mi? Ama utandırıcı gerçekler, tarihin tozlu sayfalarına gömülüyorlar bir şekilde ne yazık ki .
Struma nın hikayesi ile tanıştıktan sonra ona dair çok şey okudum. Çok etkiledi beni bu geçmiş. Bu kitapta da Struma ile umuda giderken Şile’de denize dökülen insanlardan Carol’un gemide tuttuğu günlüğü yer alıyor. Bir de devrim zamanları.. Yazar iki konuyu paralel işlemiş ve sonunda bir ortak yola çıkmış. Akıcı, hüzünlü bir hikaye..
İnsan düşünmeden edemiyor. O gemide insanları haftalarca , çoluk çocuk, aç susuz bekletene kadar, güvenli bir bölge oluşturup karada insana layık bir ortamda durum normalleşene kadar bekletemezler miydi? Nasıl bir bürokrasi çıkmazı, o kadar cana göz göre göre ölümü getirdi? Ve bu yıkım bizim sularımızda gerçekleşti. Şile de o gemi battığında, onları aslında yaşatmanın, verilecek bir karara bağlı olduğu gerçeği, canını yakmadı mı sorumluların? Çok üzücü gerçekten. Çok etkiledin beni Struma ...