Bu kitapta anlatımın gayet güçlü olduğunu düşünüyorum. İyi betimlemeler her zaman gerçekçiliği arttırır. Dostoyevski'de gözlem yeteneğiyle, kurgusal romanın ahengini belirgin şekilde yakalamayı başarmış ve biz okurları suçun ahlaki boyutunu sorgulamaya zorluyor. Kitabın her sahnesi içimde farklı bir his uyandırıyordu. Kimi zaman bir polisiye kurgu okurken, kimi zaman ise bir psikoloji kitabı okuyormuş hissi uyandırıyor. Değinmek istediğim bir diğer konu ise kitapta yer alan felsefi düşünceler. İnsanı düşünmeye zorluyor. Bunlara örnek verecek olursam;'' İnsanlar ikiye ayrılır.'' Birinci tür insanlar sıradan, sadece insan soyunun devam etmesi için yaşayan insanlar. İkinci tür ise kanunların dışında özel bir insan türü bir nevi kahramandır. Dostoyevski bu Hegel' den yanlış hatırlamıyorsam bir göç sırasında öğrenmiştir. Kısaca özetleyecek olursam, son derece iyi bir kitaptı ve her satırını hissettiriyor. Son olarak size bir soru sormak istiyorum; Sizce suçun işlenmesinde suçlu mu yoksa toplum mu suçludur?