Öldürmek deyip duruyorsunuz, peki ölümden neden korkuyorsunuz? Ölüm hiçbir şey değil ki. Yalnızca hayvanlar, bataklıkta debelenen yaratıklar ölümden korkar. Değerli hanımefendi, bizler ölümün ötesine geçmiş insanlarız. Bizler yüksek itibar sahibi, zeki insanlarız, iyiyi de kötüyü de biliriz. Öldürülmek öldürmekten daha zor gelmez bize. Neden derseniz, dünyadaki bütün mezbahalarda ve konserve et imal eden bütün kurumlarda hayvanlar öldürülüyor. Öyle çok hayvan öldürülüyor ki bu iş neredeyse bayağı bir hal almış durumda.
"Burada düşüncenin hükmü geçiyor, doğruluğun hükmü geçiyor. Bunlar benim için en yüksek rasyonaliteyi ve iradeyi ifade ediyor. İnsanı daha alt kademelerdeki hayvanlardan ayıran şey iradedir."
Breen, "Zaten bütün ahlâkçılar kaçık damgası yemiştir," diyerek atıldı. "Daha doğrusu, döneminin sıradan insanları tarafından kaçık diye nitelendirilmişlerdir. Saygıdeğer hiçbir ahlâkçı, inançlarına aykırı davranışlarda bulunamaz. Gerçek ahlâk düşkünlerinin tümü çarmıha gerilmeyi, şehit olmayı memnuniyetle kabul etmiştir. Öğretilerini daha güçlü kılmanın tek yolu da budur. İnanç diyorum! Başka da bir şey değil! Bu insanlar kendilerinden bekleneni yapmışlardır. Tasavvur ettikleri doğruya inanmışlardır. İnsana ait düşüncelerin ölümsüz doğruluğu karşısında insan hayatının değeri nedir ki? Hayatında ahlâk timsali olarak haraket etmiyorsan ahlâk kuralları boşunadır. Bizler öğretilerini hayatlarında uygulamama cürretini gösteren öğretmenlerden miyiz yoksa?"
Suikast Bürosu ,adı üstünde suikast düzenleyen ve daima kesin sonuç elde edilen bir kuruluştur. Yönetici şefi, bir çok şehirde bulunan şubeler kurmuş ve elemanları bizzat kendisi eğitmiş ve testten geçirmiştir. Bu çalışanlar her biri yüksek eğitimli ve felsefe yapmayı seven ve etik düşkünü kişilerdir. Büronun prensibi daima; etik anlayış, doğruluk ve dürüstlüktür. Ayrıca öldürülecek kişi suçu araştırılıp büro tarafından onaylandığı takdirde, bu kişi kim olursa olsun, geri dönüşü yoktur. Kendilerince her cinayeti haklı gösteren, büronun doğruluğunu kanıtlayan düşünceleri vardır. Ta ki düşüncelerini alt üst edecek biri, şefin karşısına çıkana kadar...
Jack London'ın 'Suikast Bürosu' eseri böyle bir büronun varlığı ve tanıtımıyla başlayıp, çok farklı bir kurguyla, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir anlatımla devam ediyor.
Dönemin en büyük gerilim romanı olarak tasvir edilen eseri maalesef Jack London yarım bırakmış. Yazarın kitabı tamamlamak için aldığı notlardan ve eşinin sonu için hazırladığı taslaktan yararlanarak; 1963 yılında Robert L. Fish 'Suikast Bürosu' nu tamamlamış.
Konu çok ilginç ve yaratıcı fakat büyük ölçüde yazar değişikliğinden kaynaklı, sonlara yaklaştıkça yetersizlik hissettiriyor. Devamı yazılmasa olduğu gibi, gizemli kalsa belki daha etkileyici olabilirdi.
Suikast BürosuJack London · İthaki Yayınları · 20131,760 okunma
Jack London ın pek fazla bilinmeyen eserlerinden biri. Yazarı çok sevmeme rağmen bu kitabı geç fark ettim. Aylardır okumayı bekliyordum ama erteleye erteleye bugüne geldim.
Şimdiyse özür dilemeliyim bu kitaptan. Böyle bir kitabı nasıl bu kadar erteledim?..
Yazarın bütün kitaplarını okumadım ama
Martin Eden ne kadar değerli bir kitapsa bu da o kadar