Sadece Osmanlı coğrafyasıyla sınırlı kurumsal olarak uzun bir geleneğe ve faaliyet alanı olarak da çeşitliliğe ve zenginliğe sahip Avrupalı misyoner, siyasi ve istihbarat faaliyetleri, Sultan II. Abdülhamid’in sözde Panislamcılar iddiasıyla kurumsal olmayan sınırlı ve cılız faaliyetleriyle karşılaştırılabilir mi?